Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gelinen nokta: AK yargı “makul”(!) bir şekilde işletildi. İşlem tamam!
Haramparacıların,rüşvetçilerin koruma altına alındığı yeni Türkiye 17 Aralık’a verilen takipsizlik kararıyla tescillenmiştir.
Böylece “Hiçbir yolsuzluğun üzeri örtülmeyecek” diyen dönemin başbakanı ve AKP hükümetinin milleti nasıl aldattığı ortaya çıkmıştır.
17 Aralık sürecinde adli kolluk yönetmeliği değiştirilmiş, savcılar, hakimler, polisler sürülmüş,yargıya,hukuk devletine darbe yapılmıştır.
Sonuçta rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yargıya darbe süreci başarıyla tamamlanmıştır.
17 Aralıkta döneminbaşbakanı oğluna “büyük yolsuzluk şeyi var, bizimkilerin oğullarının evini arıyorlar,paraları sıfırla” sözleri “makul”dur
Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularına saklanmış şekilde bulunan 4 buçuk milyon dolar makuldur.
Yatak odasında yapılan aramada, 7 çelik para kasası içerisinde 1,5 milyon lira makul bulunmuştur.
Emniyet Müdürünün Sürdürülmesi karşılığında 400 bin dolar verdiğine dönük TİB’e ait tape kayıtları makul bulunmuştur.
İran’ın parasının altın ihracatıyla döndürme işlemlerinden exel dosyalarında tutulan105 milyon TL’yi bulan rüşvet çetelesi makul bulunmuştur
Zarrab’ın babasına İtalya Vizesi Alması için Cikolota kutusuyla verilen 500 bin Dolar makul bulunmuştur.
Kimisi takım elbise içinde kimisi çikolata kutusunda verilen 500’er bin Dolarlar da makul bulunmuştur.
700 bin lira değerindeki saat makul bulunmuştur.
17 Aralık sabahı “oğlum evde kaç para var” sorusuna “1 Trilyon civarında” cevabı makul bulunmuştur.
Masak ve MİT tarafından başbakana 17 Aralık’tan 8 ay önce gönderilen 87 Milyar TL’lik kara para aklama raporu makul bulunmamıştır.
TİB Kayıtlarında yer alan yüzlerce rüşvet görüntüleri,ses kayıtları,fotoğraflar 29 klasör yolsuzluk ve rüşvet dosyaları makul bulunmamıştır.
Operasyon görüntülerine yansıyan 100’er dolar halinde sayılmış onlarca deste, 500 liralık onlarca TL desteleri makul bulunmuştur.
Bir Bakanın neden Reza’nın “önüne yattığı”, “Türkiye’deki cari açığın %15’inin nasıl kapandığı” aydınlanamamıştır.
25 Aralık’tan sonra 17 Aralık kararıyla hukuk ve adalet de sıfırlanmıştır.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet çetesine verilen takipsizlik kararı haramparacıları yargılanmaktan kaçırma operasyonudur.
Takipsizlik kararı yargısal bir sürecin değil, siyasi sürecin ortaya koyduğu bir sonuçtur. Karar Hükümet’in istediği gibi verilmiştir,
Bu takipsizlik sonrası 700 binlik saatler, çikolata kutuları, ayakkabı kutuları ve içindeki milyon dolarlar sahiplerine iade edilecek midir?
Bu takipsizlik kararı sonrası istifa ettirilen bakanlar da kabineye yeniden alınacak mıdır?
Bu takipsizlik sonrası “memurun ve nın parasını peşin vereceksin” diyen Reza,dönemin başbakanının “makul hayırseveri” olarak mı anılacaktır?
Bu takipsizlik kararı sonrası rüşvetçiler, sıfırcılar,“Alo Fatih’ler”, iktidar sahipleri yataklarında rahat uyuyabilecek midir?
Savcı rüşvet ve yolsuzluğu takip etmezse de, milletimiz kendi hakkına, hukukuna el uzatan haramzedelerin dosyasını takip edecektir.
O dosya bugün olmazsa yarın mutlaka açılır, AKP’nin bu kirli dosyası savcıda kapansa bile milletin vicdanında asla kapanmaz.
Ama unutulmamalıdır ki, dünyevi ve ilahi adalet ergeç yerini bulacaktır.
Unutulmasın ki, gün olur devran döner, adalet yerini bulur, yetim hakkı yiyenler kendi pisliklerinde boğulur.