Arınç gibiler fikirlerimizi cürütemeyeceklerini anlayınca şahzımızı hedef almayı sürdürüyorlar



Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu çıkışı basın toplantısının neredeyse yarısını bana ayırmış, önceki gün düzenlediğim basın toplantısında söylediklerime cevap yetiştirmeye çalışmış. Tam dokuz dakika. Anlaşılan o ki, bunlar Bakanlar Kurulunda bana ne cevaplarını vereceklerine dair toplanmışlar. Arınç’ın Milliyetçi Hareket Partisine, Milliyetçi ve Muhafazakar düşünceye düşman olan bu kişinin kin ve nefreti hem yüzüne hem de dilen yansımıştır.
Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki, Biz milletimizin hissiyatını dile getiriyoruz, milletimizin sözcülüğünü yapıyoruz ve Neyi nasıl söyleyeceğimizi de Arınç’a danışacak değiliz.
Bunlar çanak sorulara alışmışlar, eleştiriye tahammül edemiyorlar. Bir eleştiren oldu mu da küplere biniyorlar, saldırıyorlar.
Fikrimizi söylüyoruz, Arınç bu fikirlerimizi eleştirmek yerine şahsımı hedef alması, bu şahsın Adhominem psikozuna girdiğini gösteriyor. Siz kısaca Ateminem diyebilirsiniz. Fikirlere cevap veremeyenlerin şahısları hedef almasıdır.
Bu nedenledir ki, Sayın Arınç önceki gün dile getirdiğimiz eleştirilere cevap vermek yerine kendilerine ait olan vasıfları bize yamamaya kalkmış bakanlar kurulu ile ilgili basın toplantısını şahsıma hakaret toplantısına dönüştürmüştür.
Kendisinin bir konuşmada kullandığı “kıyak” kelimesini kendisine yönelik olarak kullandığım için beni argo kullanmakla, hakaret etmekle suçlamış, bir başbakan yardımcısına yakışmayacak, Ağza alınmayacak laflar etmiştir.
Bize argocu yaftasını yapıştırmaya kalkan Arınç’a buradan hatırlatmalıyım ki, eğer “kıyak çekiyoruz” argo ise, bu argo kelimeyi ilk kullanan kendisidir. Bu anlamda Argocu biri varsa o da sayın Arınç’tır.
Kendisi o konuşmasında sadece “kıyak çekiyoruz” dememiş argunun en zirve örneklerini de sergilemiştir.
Sayın Arınç orada kullandığınız “Ya herro, ya merro” ifadesi argo değil de sizce Türkçemizin hangi güzel deyimi?
Ya da “şeyini şey ettiğimin şeyi” gibi güzel Türkçemizde mümeyyiz bir yeri olan cümleyi kullanırken ben ne diyorum diye kendinize hiç sordunuz mu?
Teröristler için “Sayıca fazlalardı ve silahları vardı” gibi kendini elaleme rezil eden gayri ciddi cümleler kuran, “teröriste ağlamayan insan değildir, İmralı yolu Peygamber Yolu gibi kutsaldır” diyecek kadar şuursuzlaşan Arınç AKP kurmaylarının fantastik beyanları listesinin yarısından fazlasını elinde bulundurmaktadır.
“safsata kılavuzu” Sayın Arınç bize üslup dersi vereceğine önce kendi konuşmalarına, üslubuna dikkat etsin, bir başbakan yardımcısına yakışır ifadeler kullansın.
Sayın Arınç bir şeyi konuşurken ne söylendiğine iyi baksın. Arınç aynı basın toplantısında Askerlikle ilgili yaptığımız açıklamaları nasıl okuduysa, “ Terhis Ocak ayında olacağı için Oktay beyi sevindiremedik, ama o sevinmediği için biz sevinçliyiz” demiş.
Biz basın toplantımızda hükümet üyelerinin bayramda terhis var sözlerinden sonra Genel Kurmay’ın 1 Mart tarihini eleştirdik. Genel Kurmay’ın siyasete malzeme yapılıyor olmasını eleştirdik. Ve Arınç’da bunun siyasi manevra olduğunu o konuşmasında aslında itiraf etti.(VİDEO) Arınç bir şeyi dinlerken, okurken cümlenin başını sonunu iyi okusun.
Son olarak diyorum ki, Elin gözündeki çöpü görüp, kendi gözündeki merteği görmeyenlerden, millet düşmanlığını meslek haline getirip, milliyetçi düşünceyi savunanlara hasımlık besleyen Arınç gibilerin şerrinden Allah hepimizi korusun