MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türk demokrasisi ve egemenliğine bir takım odakların müdahalesi ve bu müdahalelerin sonuçları konusunda değerlendirme yapmak istediğini belirtti. Yarın 28 Şubat’ın yıldönümü olduğunu belirten Vural, “Türk demokrasisine milletin dışında bir takım güç odaklarının -isterse milletin oyunu alsın, isterse milletin dışında- baskı, tehdit ve şantajla bu milleti susturmak isteyenlere karşı MHP demokrasi kalesini savunmaya devam edecektir. İşte 28 Şubat bize aslında bir takım millet dışı darbelerin nerelerde tezgahlandığını, hangi amaçlar için tezgahlandığını ve bugün ortaya çıkan gelişmelerin nasıl yorumlanması gerektiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
28 Şubat’ın meyvelerini, sonuçlarını bugünkü Türk siyasetinin içinde bulunduğu ortamla değerlendirmek gerektiğini ifade eden Vural, böyle bir vicdani muhasebeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Vural, şöyle devam etti:
“Demokrasi aynı zamanda yönetilmesi gereken bir kurumdur. Dolayısıyla demokrasiyi yönetebilmek için de demokrasiyi içinde hazmetmiş lider ve partilere ihtiyaç vardır. Bugün geldiğimiz noktada demokrasiyi bir araç olarak kullanarak, milletin egemenliğini ve iradesini baskı, tehdit ve şantajların kılıfı olarak sunmak, aslında demokrasiyi hiç anlamamak demektir; bu baskıcı zihniyetin bir tür değişmesi demek olur. O bakımdan hep beraber demokrasiye sahip çıkacaksak, bu konuda milletimizin hürriyetini, tercih edebilme özgürlüğünü, medyanın özgürlüğünü, yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sonuna kadar savunmamız lazım. Demokrasi böyle yaşar. Yoksa medyayı öldür, candaş-yandaş hale getir, yargıyı bağımsız ve tarafsız olmaktan çıkar; bu demokrasi değildir.”
Vural, 28 Şubat sonucunda Türkiye nereye gitti, asıl hedef neydi sorularının cevabını bulmak gerektiğini de belirterek, “Aslında 28 Şubat son yıllarda başarılı şekilde sürdürülen gerilim siyasetinin, kayıkçı kavgasının adı olmuştur. Adeta din ve laiklik ekseninde tahterevalli siyaseti sonucu AKP ve CHP’nin de siyasette kalmalarının yolu açılmıştır” dedi.
28 Şubat’ın aslında uluslararası bir projenin Türkiye ayağı olduğunu savunan Vural, “28 Şubat’tan önce kim ne diyordu, 28 Şubat’tan sonra bugün Türkiye’yi yönetenler ne diyor? Bu yönüyle bakıldığı zaman aslında 28 Şubat böyle bir uluslararası projede taşeronluk üstlenecek olan bugünkü iktidarın, yani AK Parti’nin de doğum günüdür. AK Parti, 28 Şubat’ı bu nedenle telin etmek yerine doğum günü olarak kutlamalı. Recep Tayyip Erdoğan da 28 Şubat belgeselinde ‘Orada bir yerde belki geleceği kazandık’ diyor. Demek ki 28 Şubat esas itibariyle bugün Türkiye’de oynanan oyunlar ve sonuçları itibariyle yöneten zihniyetin dönüşmesi itibariyle başarılı olmuş bir darbedir” diye konuştu.
“TANKLARIN ÖNÜNE ÇIKARIM’ DİYENLER NEREDE?”
MHP Grup Başkanvekili Vural, AK Parti’nin artık ‘istismar edeceği, mağduru olmayacağı mazlum tiyatroları kuracağı bir alana sahip olmadığını’ söyleyerek, “28 Şubat sonucunda fikir ve siyaset namuslarını dönüştürüp, 28 Şubat’ın arzu ettiği küresel ortama ram olanlar bugün ele geçirdikleri bu güçle bu milleti susturmaya, hakkını elinden almaya çalışıyor” dedi.
Vural, milletin iradesini darbecilere karşı savunmak ne kadar zaruri ise sivil olduğunu iddia eden otoritenin akıl dışı, hukuk dışı, antidemokratik, millet iradesini yok sayan sivil diktasına karşı millet iradesini savunmanın da o kadar zaruri olduğunu dile getirdi. Vural, “Zulmün yerine, şekline ve zamanına değil, bizzat varlığına karşı çıkılmalıdır. Bugünkü bu baskıcı anlayışa karşı çıkılmıyorsa, karşı çıkma cesareti yoksa, bugün ‘tankların önüne çıkarım’ diyenler, eğer bugün muhalefeti susturmak isteyen, insanları içeri tıkan, baskı ve tehditle STK’ları susturan bir zihniyete karşı çıkamıyorsa, bilin ki ikisi de darbeci bir zihniyete sahiptir. Sadece kılıf değişmiştir” şeklinde konuştu.
28 Şubat’la hedeflenen siyasetteki transformasyonun başarılı olduğunu ve dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın siyasal düşüncesinin dışlandığını belirten Vural, “Onunla beraber yürüyenler onu bir kenara atmışlar ve bugün bambaşka bir siyasal düşünceyle Türkiye’yi yönetiyorlar. Aslında sorgulanması lazım” dedi.
28 ŞUBAT’IN TÜRKİYE’DEKİ SONUCU AKP, BÖLGEDEKİ SONUCU BOP-
Başbakan Erdoğan’ın yıllar önce “Müslüman ve laik olunmaz” yönündeki sözlerini Mısır’da “Türkiye laiktir laik kalacak” yönünde sloganlara başvurması bir dönüşüm değil midir?” diye soran Vural, “28 Şubat’ın Türkiye’de sonucu AKP’dir, bölgemizdeki sonucu ise Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Muhafazakâr soslu demokrat görünümlü bir bölgesel piyonun allanıp pullanıp Anadolu’nun müteddiyen milliyetçi halkına yutturulmasının bir ayağından başka bir şey değildir” dedi.
“Bugün 28 Şubat’la hesaplaşıyoruz’ diyen iktidara bu açıdan bakılmasını isteyen Vural, daha önce “AB’ye Hrıstiyan Klübü’ diyen, “Adil Düzen’i savunanların 2002 yılından sonra nelerden vazgeçip kaç yeni gömlek giydikleri düşünüldüğünde bu hesaplaşmanın ne kadar sahte olduğunun görülebileceğini söyledi. Vural, “28 Şubat, eski statükonun yerine kökü dışarıda yeni bir statükonun tesisidir. Ilımlı İslam görüntüsü ile muhafazakâr demokrat adı altında neo-con’ların, neo-conilerin amaçlarına dönük adımların atılarak Türkiye’nin iddialarından vazgeçilmesidir” dedi.
Vural, eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın Kıbrıs fatihi olarak görülürken onunla siyaset yapanların bugün Kıbrıs’ı Annan’a satanlar olarak dönüştüğünü savunarak “Tarihte nerede görülmüş böyle bir dönüşüm” dedi.
-28 ŞUBAT ANDIÇLARI YERİNE AKP ANDIÇLARI GELDİ-
“28 Şubat sürecinde medyaya brifingler veriliyor” diye eleştirilirken bugün genel yayın yönetmenleri ile Başbakan’ın toplantıları için “Bunlar ne?” diye soran Vural, bugün de aynı yöntemlerin uygulandığını savundu. Gazetecilere uygulanan akreditasyonunun başka bir boyutla devam ettiğini anlatan Vural, “28 Şubat andıçları yerine AKP andıçları” dedi. Fişlemelerin bugün de AKP iktidarı sürecinde devam ettiğini savunan Vural, “Aynı sudan içmişler. Evren Paşa’ya karşı çıktık Recep Paşa’ya mı karşı çıkmayacağız” dedi. Vural gücü alanların milletin üzerinde baskı kurarak düşüncesini değiştirmeye çalıştığını ileri sürdü. Vural, “28 Şubat Türkiye’de politik dönüşümü sağlamak istemiştir. Bu dönüşüm sağlanmıştır, ama bu dönüşüme muhalefet edenleri susturmak için 28 Şubat yönetimi gibi bir anlayışla Türkiye yönetilmeye çalışılıyor” dedi.
-BU DA BENİM 28 ŞUBAT BELGESELİM-
Zulmün yerine, şekline, zamanına değil bizzat varlığına karşı çıkılması gerektiğini anlatan Vural,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aynı konularda geçmiş yıllarda yaptığı açıklamalarla bugün yaptıkları açıklamaların birbirleriyle ne kadar çelişkili olduğunu, AB, din, laiklik konusundaki dün söyledikleriyle bugün söyledikleri arasındaki farkları iPad’inden dinletti. Vural, “Bu da benim belgeselim. Herkes elini vicdanına koysun” dedi.