Başbakan Erdoğan Grup toplantısında cami yıkmakla meşgulken, teröristler de Türkiye’yi tehdit etmeye devam ediyorlar. Maalesef AKP Türkiyesinin hali pürmelali bu.
İmralı’daki teröristbaşı Öcalan başta olmak üzere, BDP, BAYIK, Türkiye’yi, Türk Devletini ardı ardına tehdit etti.
Bu tehditlere de Hükümetten bir Allah’ın kulu gıkını çıkarmadı, çıkaramıyor. Bu ne suspusluktur.
Bayık “Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki koşulları iyileştirilmeli, kendisine eşit muamele edilmeli, anayasada değişiklikler yapılacağının garanti edilmeli ve süreçte bundan sonra atılacak adımların gözetimi için bir üçüncü taraf belirlenmeli” buyurmuş.
Eğer bunlar yapılmayacak olursa da Türkiye’de iç savaş çıkacak tehdini savurarak “Süreçte sona gelindi. Ya Kürt hareketiyle derin ve anlamlı müzakereler yapmayı kabul edecekler ya da Türkiye’de iç savaş çıkacak, şu an hükümet koşullarımızı kabul etmezse Kuzey Kürdistan’a geri çekilen grupları geri göndermeye hazırlanıyoruz” diyor.
Öcalan da “Devlet heyeti gelmezse süreç biter.” Buyuruyor.
“çıkan teröristler geri geleceklermiş”
“Devlet heyeti gelmezse süreç bitermiş”
“iç savaş çıkarmış”
Teröristler yurtdışına çıktımı ki geri gelecekler?
AKP hükümeti Öcalan’la görüşmüyor da ne yapıyor?
Bu ülkede PKK 30 yıldır terör yapmaktadır, Allah şükür Türklerle Kürtler arasında hiçbir güç iç savaş çıkaramamıştır. Çıkaramayacaktır da.
Ancak Değerli arkadaşlar, bütün bu tehditlerin arkasında AKP hükümetinin, Erdoğan’ın PKK’yı cesaretlendiren adımları yatmaktadır.
Bu cürreti bunlara kazandıran AKP ve Başbakandır.
PKK’yı Kürtlerin temsilicisi konumuna getiren, onlar adına konuşturan Başbakanın Politikalardır.
PKK açılımı sayesinde bu kendini bilmez densiz teröristbozuntuları hergün ülkeyi tehdit eder hale gelmiştir.
Malesef AKP Hükümeti, Başbakan Erdoğan PKK’ya elini vermiş, kolunu kaptırmıştır.
Eğer AKP hükümeti bu tehditlere bundan önceki gibi boyun eğmeye kalkarsa, bunlar daha da şımaracak, istediklerini alıncaya kadar tehditlerini sürdürmeye devam edecektir.
Başbakan bunlara “gördüğünüz göreceğiniz bu kadardır, size vereceğim bu kadardır” deyip girdiği yoldan biran önce dönmeli, bu tehditlere daha fazla boyun eğmemelidir.
Çünkü Türkiye böyle bir zule katlanamaz. Ey Erdoğan, Ey AKP hükümeti sen teröristlere boyun eğsen bile Türk milleti boyun eğmez.
Koskoca Türkiye Cumhuriyetini bir terör örgütünün oyuncağı haline getirmesine müsaade etmez.
Başbakan bu tehditlere karşı Türk milletinin onurlu şerefli duruşunu bir kere olsun ifade etmelidir. Dik durmalıdır. Bundan sonra hükümetin AKP’Nin TBMM’de atacağı her adım PKK karşısında boyun eğme anlamına gelecektir. Bugünden itibaret Tayyip Erdoğan bu tehditler karşısında dik durmayı başarabilmeli, terör örgütüyle müzakere süreci olmak üzere ortaya konulması düşünülen adımların hiçbirinin meclise getirilmeyeceğini ortaya koymalıdır. Eğer getirirse atacakları her adım bakın biz tehdit ettik boyun eğdiler diyecek. Bugüne kadar hep böyle oldu. O yüzden vatandaş sana slogan atıyor, bugüne kadar hep eğildin, bir kere olsun PKK karşında dik dur eğilme, korma diyor. Kime ne diyet borcun var bilmiyoruz, kapalı kapılar ardında neleri imzaladın bilmiyoruz. Bir kere olsun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak terör örgütünün bu tehditleri karşısında hiçbir adım atılmayacağı tahhadünü vermelisin. Bu tehditler karşısında susmak sukut ikrardan gelir anlamına gelir.
Önceki gün basın toplantımda dediğim gibi AKP ve BDP PKK’nın siyasi kanadı olma konusunda yarışıyorlar. Demirtaş “İmralı sizin olsun, Öcalan bizim” diyerek AKP’yle PKK’nın siyasi kanadı olma rekabetini ortaya koymaktadır. İmralı da sizin olsun, Öcalan’da sizin olsun. İkisi de ikinizin olsun, al birini vur ötekine.