AKP, CHP ve BDP “Kürt Sorunu” fitnesiyle bölünmeye giden taşları birlikte döşüyorlar


 MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili dünkü açıklamalarını, “Bunu söyleyen kimse anadilde savunma, anadilde kamu hizmeti, Büyükşehir yasasını getirir mi? Anlaşılan o ki Başbakan üst seviyeden bu söylemleri kullanırken, eylemleri itibariyle onların istek ve arzularını yerine getiriyor. Başbakanın ‘fezlekeler gelir gelmez bununla ilgili karar alacağız’ sözünün arkasında durmasını bekliyoruz” sözleriyle değerlendirdi.

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın dünkü istişaretoplantısında yaptığı konuşmayı eleştirdi. Bu konuşmanın AK Parti’nin politik öngörüsüzlüğünü ortaya koyması bakımından ibret verici olduğunu söyleyen Vural, Başbakan Erdoğan’ın dünkü konuşmasını ‘itirafname’ olarak nitelendirdi.

Başbakan Erdoğan’ın 2005’te ‘Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur, benim de sorunumdur’, ‘Bu ülkede ben bir başbakan olarak Kürt sorunun savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim’ sözlerini tablet bilgisayarından dinleten Vural, Başbakanın dünkü konuşmasında ise, ‘Kürt meselesi söyleminin bölücü çevreler tarafından çıkartılmış bir fitne aracı olduğu’ söylediğini belirtti. Vural, “Evet bu doğrudur. ‘Bu mesele vardır’ diyen ve ‘Kürt meselesini savunuyorum’ diyen hangi fitnecidir? Bu sorunun cevabının verilmesi gerekiyor. Aynaya bakarak mı söylüyor acaba Sayın Başbakan? Aynaya baktın mı? Sana oy veren milyonlara bak. Bu milleti içine öyle bir fitne fesat soktunuz ki, doymuyorlar. Her gün yeni bir adım” diye konuştu.

Meclis kürsüsünde ‘Kürt sorununu savunuyorum’ diyen Başbakanın, şimdi Kürt sorununu fitne olarak nitelemesinin, bu fitnenin fitilini kimin ateşlediğini ortaya koyduğunu ifade eden Vural, “Şimdi de kalkmış, ‘BDP’liler şımarmış’ diyor. Peki Habur rezaletinde 19 Ekim 2009’da bu rezalete karşı terör örgütünü devlet töreniyle karşıladığın zaman sen kimi şımartmıştın, kimi cesaretlendirmiştin? ‘Umutlanmamak mümkün mü?’ diyen sen değil miydin? Oslo’da aynı masaya senin temsilcin oturmadı mı? Kim cesaret verdi bunlara?” diye konuştu.

Kürt meselesi söyleminin büyük bir fitne olduğunu ve bu fitnenin önünü açanın Başbakan Erdoğan ve açılımdan sorumlu yardımcısının attıkları adımlar olduğunu savunan Vural, “Aynı fitne kapısından geçmeyen de kalmamıştır. Yeni CHP de, BDP de AKP ile birlikte Kürt meselesi adı altında oluşturulan fitnenin peşine takılarak bu ülkeyi bölmeme götüren taşları birlikte döşemektedirler.” dedi. Bakara Suresi’nin, bozguncu ve fesatlıkla ilgili bölümlerini okuyan Vural, “Kürt meselesini ortay atanları, bu fitneyi milletin başına bela edenleri, bu şer odaklarıyla Oslo’da nifak masaları kuranları ne Allah ne de millet affeder” ifadelerini kullandı.

Vural, Başbakan Erdoğan’ın fitneyi kendisinin çıkardığını itiraf mı etmek istediğini sorarak, “Etkin pişmanlıktan faydalanmak mı istiyor Başbakan? Çıksın bu milletten özür dilesin ve anadilde savunma kanun tasarısının o maddesini geri çeksin. Zararın neresinden dönerseniz kardır” dedi.

 BAŞBAKANIN ASIL HEDEFİ TÜRK MİLLETİ

Başbakan Erdoğan’ın ‘Türk milliyetçiliğine de Kürt milliyetçiliğine de karşı olduğu’ yönündeki sözlerine de tepki gösteren Vural, şöyle devam etti:

“Türk milliyetçiliğine, Türk milliyetçilere niye karşısın? Kuvayi milliye ile bu milleti kurdular diye mi karşısın? Bu milletin her bir ferdi ‘etnik kimliğine bakmaksızın kardeşçe yaşayacağız’ dediği için mi karşısın? ‘Türk milletinin menfaatlerini koruyun’ dediğimiz için mi karşısın? ‘Ülkeyi böldürmeyiz, bin yıllık kardeşliği bozdurmayız’ dediğimiz için mi, Anayasa’dan Türk milleti ifadesini çıkarmanıza izin vermediğimiz için ki karşısın? Türk milliyetçiliği fikrinin neresi seni rahatsız ediyor? Evet hedefinde Türk milleti var. Sayın Başbakan bu konuşmada ‘Türk milliyetçiliğine de Kürt milliyetçiliğine de karşıyım’ diyor. Hani bu coğrafyada tek millet vardı, ‘tek vatan, tek millet’ diyordun. İki millet mi var? İki millete mi götürmek istiyorsun? Sen hangi fitnenin ifadesi olarak bunları kullanıyorsun. Başbakan tek millet kavramını çok millete dönüştürmek istediğini itiraf etmiştir.

Açıkça soruyorum; bu coğrafyada Türkiye’de tek millet var mıdır yok mudur? Bu milletin adı Türk milleti midir, değil midir? Bunları açıkla. Sana göre bu milletin adı Türk milleti değil demek ki, birkaç millet projesi çerçevesinde konuşuyorsun. Başbakan bu ifadeleriyle tek millet kavramının içini nasıl boşalttığını da göstermektedir. Tek millet varsa bu milletin adı Türk milletidir.”

DOKUNULMAZLIKLAR

Başbakan Erdoğan’ın sadece terör suçları değil, hırsızlık, yolsuzluk ve yüz kızartıcı suçları da içeren tüm dokunulmazlık dosyalarının incelenmesi yönündeki talimatının hatırlatılması üzerine Vural, “Hodri meydan gelsinler. Öyle ipe un sermesinler. Dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapacağımızı söylemiştik. Başbakan bu dosyaları önce kendi iç komisyonlarında değerlendirmek ve zamana yaymak istemektedir. Başbakanın ‘fezlekeler gelir gelmez bununla ilgili karar alacağız’ sözünün arkasında durmasını bekliyoruz” dedi.

Vural, Başbakanın dokunulmazlıklar konusundaki sözleri ile ilgili olarak, “Söylemleriyle eylemleri birbirine uymayan bir zihniyetin tezahürüdür. Bunu söyleyen kimse anadilde savuna, anadilde kamu hizmeti, Büyükşehir yasasını getirir mi? Anlaşılan o ki Başbakan üst seviyeden bu söylemleri kullanırken, eylemleri itibariyle onların istek ve arzularını yerine getiriyor” dedi.

ENERJİ BAKANIN UÇAĞININ İNİŞİNE İZİN VERİLMEMESİ

Vural, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın uçağının Erbil’e inişine ırak hükümeti tarafından izin verilmemesi konusunda da, “Bakanın geri döndürülmüş olması üzüntü vericidir, gururumuz kırılmıştır. Aynen Genel Başkanımıza vize verilmemesi gibi. Ama bütün bunlar AKP politikaların sonuçlarıdır. AKP’nin gayri milli politikalarının sonucudur.  Irak’tan açıklama yok diyorsunuz ama hükümetten bir tepki var mı? Tın tın. Türkiye’de hükümet var mı yok mu doğrusu o da sorulması gereken bir diğer konu” dedi.