MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hem Büyükşehir Yasası, hem başkanlık sistemi, hem anadilde savunma hem de tecritle ilgili hususların doğrudan PKK’ya protokollerle verilmiş taahhütlerin gerçekleştirilmesi olduğunu savunarak, “Bu bir oyun, bu bir tuzak, bu bir senaryo, milletimize hazmettirmek istiyorlar. Başbakan, anadilde savunmayı imzaya açıyorsun da idamı niye açmıyorsun?” dedi.
Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Büyükşehir Belediye Yasa Tasarısı, cezaevlerindeki açlık grevleri ve terör olaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. “Bugün görüyor ki, silaha, teröre, şantaja boyun eğen bir hükümet vardır” diyen Vural, KCK davasından tutuklu bulunanların açlık grevleriyle başlayıp, anadilde savunma, bölücü başının serbest bırakılması, ev hapsi gibi talepleri tehdit ve şantajla hükümete ilettiğini, hükümetin de açlık greviyle boyun eğdiğini söyledi. Vural, “Siz kimin hükümetiniz? Siz tehdit ve şantajla devleti ve milleti teslim almak isteyenlerin mi, yoksa şerefli oylarıyla sizi iktidara taşıyanların mı hükümetisiniz? Bu nasıl bir aymazlıktır” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘devlet şantaja boyun eğmez boyun eğmez, dünyanın hiçbir yerinde bu tür şovlarla hukuk yok farz edilmez’ şeklindeki açıklamalarını dinleten Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ise grevi sürdürenlere ‘sizin taleplerinizi duyduk, taleplerinizin f arkındayız, biz bunları inceleriz vermemiz ama hükümet olarak vermemiz mümkün olmayan kararları parlamentoya getiririz, yeni anayasa içinde yer alabilecek belki sizin de gönlünüzden geçen birçok şey olabilir’ sözlerini dinletti. Vural, “Başbakan ‘şantaja boyun eğmeyiz’ diyor; bu adam, başbakan muavini, kalkıp diyor ki, ‘yeni anayasa sizin gönlünüzden geçenleri de biliyoruz’ diyor. Ya sen PKK’nın, KCK’nın mı sözcüsüsün, hükümetin mi sözcüsüsün? Bu nasıl bir rezalettir” diye konuştu.
Ana dilde savunma hakkının, masum bir talep olmadığını, Anayasa’da zaten Türkçe bilmeyenler için tercüman kullanılabileceği hükmünün yer aldığını belirten Vural, “Kimi kandırıyorsunuz siz ya, küçük aklınızla. Bir de anadilde savunma hakkı, sonra anadilde eğitim hakkı diyerek bu milletin dilini, mahkemelerini, okullarını bozuyorsunuz. Bu bir bölücülüktür. Siyasal Kürtçülüğün çetesi tarafından Türkiye AKP eliyle bir noktaya götürülmektedir” dedi.
“AMAÇ FEDERATİF YAPI”
KCK davası avukatlarının ana dilde savunma hakkı istediklerini belirten Vural, “Hukuk fakültesini bitirenler anadilde savunma istiyor. Amaç anadilde savunma hakkı değildir. Bunlar PKK’nın siyasi taleplerini yerine getirmek suretiyle siyasal bir çözümle ülkeyi federatif bir yapıya götürmektir. Bugün Büyükşehir Belediye Yasası, başkanlık sistemi adımlarının hepsi bu amacı yerine getirmek içindir” dedi.
AK Parti kongresinden ‘Başbakan AKP’nin yapacaklarını demeyecek, başbakanın diyemediklerini AKP yapacak’ kararı çıktığını belirten Vural, “Bugün Başbakanın ifadeleriyle hükümetin yaptıkları tamamen çelişkilidir ve millet uyutulmak istenmektedir. İdamla ilgili Başbakanın sözleri, hükümetin gafletini örtme çabasıdır. Bir taraftan başbakan ‘şovdur’ diyor, bir taraftan Başbakan Yardımcısı ‘haklarını teslim edeceğiz’ diyor. Başbakan ‘şantaja boyun eğmeyiz’ diyor, AKP şantaja boyun eğen şeyleri getiriyor. Bu senaryo uygulanıyor. Oslo’da PKK ile yapılan mutabakat ve protokoller adım adım yerine getiriliyor. Bugün geldiğimiz bu noktada bu talepler İmralı’nın yol haritasıyla hükümetin hareket ettiğini ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
“İDAMI NİYE İMZAYA AÇMIYORSUN?”
Vural, Arınç’ın ‘Abdullah Öcalan için tecrit söz konusu değil, avukatlarıyla görüşmek isterse görüşür’ dediğini belirterek, bu avukatların Kandil’e Öcalan’ın talimatlarını bir internet kafe aracılığıyla ulaştırdıklarına ilişkin haberi izletti. Vural, “İşte Arınç’ın söylediği avukatlar. İmralı ile Kandil arasında operasyon talimatı veren avukatlar, ne avukatıymış? Siz kimi kandırıyorsunuz?” dedi.
‘Başbakan ve hükümetin başka telden çaldığını’ ifade eden Vural, “Hem Büyükşehir Yasası hem başkanlık hem anadilde savunma hem tecritle ilgili hususlar doğrudan PKK’ya protokollerle verilmiş taahhütlerin gerçekleştirilmesidir. Bu bir oyun, bu bir tuzak, bu bir senaryo, milletimize hazmettirmek istiyorlar. Başbakan, anadilde savunmayı imzaya açıyorsun da idamı niye açmıyorsun? Kimi kandırıyorsunuz. Bu kirli oyun ancak yabancı istihbarat örgütlerini çizdiği bir senaryo doğrultusunda Türkiye’yi belli bir siyasal çözüme götürme gayretinden başka bir anlam taşımıyor” dedi.
Patriot füzeleriyle ilgili Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanının çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Vural, “Derin koalisyon çatırdıyor, Türkiye’yi de çatlatıyor, ayrıştırıyor, ötekileştiriyor. Terörist başının yol haritasına karşı MHP Türk milletinin yol haritasını savunmaya devam edecek. Bugün Büyükşehir Belediye Yasasında savunduğumuz da o” dedi.
BDP’Lİ VEKİLLERİN GREV KARARI
BDP’li milletvekillerinin de açlık grevine başlayacakları haberine ilişkin soruyu cevaplayan Vural, “Türkiye Cumhuriyeti devleti demokrasiyle yönetiliyor; tehdit ve şantajla devlete ve millete kimse isteklerini yerine getirtemeyecektir, getirtmemelidir” dedi.
Büyükşehir yasasında AK Parti ve BDP’nin nasıl işbirliği yaptığının ortaya çıktığını belirten Vural, “AKP talimatıyla kürsüye çıkartılan BDP’liler oldu. Lokomotif…vagon… BDP ve AKP… Bu konuda eş başkanlık yapıyorlar. Muhalefetin ortaya koyduğu tavrı etkisizleştirmek amacıyla da BDP, AKP’nin talimatıyla kürüyse çıkıyor. Bakmayın bunların görünürde böyle atışmalarına, tezgah altında işi pişiriyorlar, ‘yetmez ama evet’ diyorlar” dedi.