MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’daki gelişmeleri Türkiye’de yaptıklarının üstünü örtmek için kullandığını öne sürerek, “Sayın Başbakan, darbe kötüdür, darbeyi destekleyenler de savunulamaz ama ABD’ye yönelik çağrın var mı? ABD Başkanı’nı niye aramıyorsun? Mısır’daki yönetim meşru mu, değil mi ortaya koy” dedi.
Mısır’da bu sabah göstericilerin üzerine açılan ateş sonucu 50 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Vural, gelişmelerin endişe verici boyutlarda olduğunu belirtti. Acımasız güç kullanımının doğurduğu vahim sonuçların görüldüğünü dile getiren Vural, “Mısır’da bir an önce meşru olmayan darbe yönetimi yerine Mısırlılar’ın demokratik tercihleri doğrultusunda yeni düzen tesis edilmesi en büyük temennimizdir” dedi.
Mısır’ı Türkiye’ye benzetmenin mümkün olmadığını vurgulayan Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’daki gelişmeleri, Türkiye’de yaptıklarının üstünü örtmek için kullandığını savundu. Vural, Erdoğan’ın Mısır’daki gelişmelere ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Gerçekten hakkın, adaletin, hukukun yanında mısın, retorik mi yapıyorsun? Adaleti ayaklar altına alan, yargıya talimat veren bir zihniyetin haktan adaletten, hukuktan yana olduğunu ifade etmesi, ne kadar çifte standarttır. Ortadoğu’da darbe ve dönüşümleri, BOP ekseninde ülkelerin iç meselelerine müdahale eden zihniyetler de kınanmalıdır. ABD’nin Mısır’da darbe sürecine nasıl müdahil olduğu ifade ediliyor. Sayın Başbakan, darbe kötüdür, darbeyi destekleyenler de savunulamaz ama ABD’ye yönelik çağrın var mı? ABD Başkanı’nı niye aramıyorsun? Mısır’daki yönetim meşru mu, değil mi ortaya koy.”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Mısır’da bu sabahki saldırıya ilişkin, “İfade özgürlüğü ve barışçıl gösteri hürriyeti gibi temel evrensel değerlerin çiğnenmesinin yanı sıra provokasyon niteliği taşımaktadır” şeklinde açıklama yaptığını anlatan Vural, “Dönün aynaya bakın bakalım. Gezi Parkı’nda barışçıl gösteri yapılırken, 31 Mayıs’ta sabaha karşı müdahale edilmesi ne demek? Demek ki Türkiye’de de ilk gün, olayları körükleyecek şekilde çadırların yakılması provokasyon niteliğindedir” diye konuştu.
Vural, Başbakan Erdoğan’ın muhaliflere karşı tavrının ortada olduğunu savunarak, siyasetçilerin kendilerine oy verenlerle vermeyenleri birbirine düşman gösteremeyeceğini ifade etti. Vural, “Tahrir’i görenler Adeviye Meydanı’nı görmüyor mu’ diyor. Görmüyorlar çünkü demokrasi miyopluğu var. Başbakan da görmedi. Aynı demokrasi miyopluğu var. Oy verenler dışında kimseyi görmüyorsun” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Vural, çözüm sürecinde yaşanan gelişmelere de değinerek, terör örgütünün hükümeti adım atması konusunda tehdit ettiğini öne sürdü. Başbakan Erdoğan’ın bunun karşısında sessiz kaldığını ifade eden Vural, “Hani Gezi Parkı’nda duran adam vardı ya, Başbakan PKK’ya, KCK’ya karşı sessiz adam. Süt dökmüş kedi gibi” ifadesini kullandı.
Terör örgütünün silah bırakmadığını ve alan hakimiyetini genişlettiğini savunan Vural, şöyle devam etti:
“Başbakan’a ‘terör örgütünü meşrulaştırma sözü verdin, yerine getir yoksa…’ mı deniliyor. Başbakan’a sesleniyorum; eğilme, büzülme, dik dur. PKK’nın amaçları doğrultusunda adımları atmayacağını milletine taahhüt et. Erdoğan’a çözüm sürecinde ‘adımları at, hızlandır’ konusunda bir takım yerlerden bazı tehdit gelmiş olabileceğini düşünüyoruz. PKK silah bırakmadı, silahı tehdit olarak kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, halen PKK’nın isteklerini meşrulaştırmak istiyorsa, akla gelen tek şey Başbakan’ın dik duramadığıdır.”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün çıkan kavgayla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, Genel Kurul’da ağır eleştiri olabileceğini, ancak fiili tavırların kabul edilemez olduğunu söyledi.
Genel Kurul’un sabah 4’e kadar çalıştığını anlatan Vural, “Bu dayatmayı yapan hükümet sorumluluk sahibi değil mi? Böyle çalışma sistemi milletvekillerinin demokratik iradesine baskıdır” diye konuştu. Bu çalışma ortamında dün AK Parti milletvekillerinin kendi getirdikleri maddeyi reddettiğini belirten Vural, “Neye oy vereceklerini bilmiyorlar. Tekriri müzakere yapacaklar mecburen” dedi.
Vural, Taksim’deki göstericilere palayla saldıran kişinin serbest bırakıldığının hatırlatılması üzerine, “Başkalarını yaka paça alıyorsunuz, gözaltında 2-3 gün tutuyorsunuz, palalıyı nezaketen çağırıp serbest bırakmak yerine neden soruşturmayı derinleştirmiyorsunuz? Bunlar toplumda, çifte standart, hukukta ayrımcılık gibi anlayışı paralelinde getiriyor. Hukukun adaletsiz olduğuna ilişkin kanaat hukuku yaralıyor” diye konuştu.
Çözüm sürecinin ikinci aşamasına dair demokratikleşme paketi hazırlandığına ilişkin haberler yayınlandığı belirtilmesi üzerine Vural, devletin dilinin Türkçe olduğunu kaydetti. Vural, “Ne yapacaklar, isimleri değiştirecekler Kuzey Kürdistan mı diyecekler? Dilimizi değiştirecekler, isimleri değiştirecekler. Sakarya’yı Sangaryus, Konyayı Konyum mu yapacaklar? İstanbul’u Constantinopolis mi yapacaklar? Türkiye’yi de değiştirecekler o zaman. Hükümeti uyarıyorum, hiçbir tehdide boyun eğmeyin” dedi.