Bu millet dinini, diyanetini Yahudi cesaret madalyası alanlardan mı öğrenecek?


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Başbakan, toplumun zararlı alışkanlıklardan korunması için faydalı olabilecek bir yasayı siyasetin bir malzemesi haline getirip, buralardan gerilimler yaratarak bu gerilimler için de yüce dinimizi alet ederek toplumsal barışı, huzuru her zamanki gibi dinamitlemektedir” dedi.

Vural, TBMM’de yaptığı basın toplantısında, alkol düzenlemesinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı “iki ayyaşın yaptığı yasa” ifadelerini eleştirdi.

Başbakan Erdoğan’ın alkole ilişkin yasal düzenlemeye anayasanın ilgili maddesini dayanak gösterdiğini hatırlatan Vural, ancak Erdoğan’ın anayasada yer alan gençlere yönelik başka uyarıları görmezlikten geldiğini savundu. Vural, “Bu düzenlemeyi anayasal görev bilinci ile yaptığını söyleyen Başbakan’a anayasanın diğer bölümlerinde kendisine yüklediği diğer görevleri, devletin niteliklerini, bu milletin adının ne olduğunu hatırlatan diğer maddeleri de göstermek gerekiyor” diye konuştu.

Erdoğan’ın “iki ayyaş” ifadesiyle kimi kastettiğini açıklaması gerektiğini ifade eden Vural, MHP olarak alkole ilişkin düzenlemeleri desteklediklerini ancak böyle bir söylemle tartışmanın dini zemine çekilmesini onaylamalarının mümkün olmadığını vurguladı. “Başbakan, toplumun zararlı alışkanlıklardan korunması için faydalı olabilecek bir yasayı siyasetin bir malzemesi haline getirip, buralardan gerilimler yaratarak bu gerilimler için de yüce dinimizi alet ederek toplumsal barışı, huzuru her zamanki gibi dinamitlemektedir” diyen Vural, kimsenin dini otorite gibi ahkam kesmeye yetkisi olmadığını söyledi. Vural, dini tartışma yaratılarak bir toplum mühendisliği yapıldığını, bazı konuların üzerinin bu tartışma ile örtülmeye çalışıldığını da ileri sürdü. Erdoğan’ın “iki ayyaşıın yaptığı yasa” ifadesini hatırlatan Vural, “O zaman ihaleye fesat sokma suçunda cezayı azaltan iki kişiye ne denir? Bu yasayı çıkaran iki kişiye ne denir? İki ne?” diye sordu.

– “Bu millet dinini, diyanetini Yahudi cesaret madalyası alanlardan mı öğrenecek?”

Başbakan Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gençlerin özdeğerlerinden koparıldığını, taklitçi bir anlayış içine sokulduğunu söylediğini de ifade eden Vural, bunun millete ve gençlere hakaret niteliğinde olduğu iddia etti. Vural, “Bu millet dinini, diyanetini Yahudi cesaret madalyası alanlardan mı öğrenecek? Allah korusun. Allah gençliğimizi Erdoğan’dan, zihniyetinden korusun” ifadelerini kullandı.

Vural, Erdoğan’ın, konuşmasında İstanbul’dan ve Fatih Sultan Mehmet’ten bahsettiğini hatırlatarak, “Bugün 29 Mayıs İstanbul’un fethi. ‘Ormanlarımdan bir dal koparanın başını koparırım’ diyen Fatih kim, büyük patronların AVM’leri için çınarları kesen Erdoğan kim? İşte gezi parkında olanlar belli. Erdoğan muhafazakarlık adına tarihten, Fatih ve fetihten bahsediyor ama yaptıkları ile icraatlarıyla fetih ruhundan nasibini almadığı, Fatih’i de hiç anlamadığı son derece açıktır” diye konuştu.

Erdoğan’ın, bağımlılığı boşanmaların nedenleri arasında gösterdiğini belirten Vural, evin ekonomik olarak geçimini sağlayamamanın bağımlılıktan daha yüksek oranda aile birliğini bozan etkenler arasında olduğunu anlattı. Vural, iktidarın yanlış ekonomi politikalarının yol açtığı yoksulluğun boşanmalara yol açtığını belirterek, “Uygulanan ekonomi politikalarının müsebbibi olan Recep Tayyip Erdoğan ekonomisi de boşanma sebebi. AKP ekonomisi boşanma sebebi olarak yerleşmiş. O bakımdan bu AKP ekonomisi uygulamasına da bir yasak getirmek gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Vural, alkol düzenlemesi ile spor kulüplerinin alkollü içki satışı ruhsatı alabilmesinin önünün açıldığını da ileri sürdü.

Erdoğan’ın, partisinin grup konuşmasında MHP’ye yönelik ifadelerini eleştiren Vural, “Başbakan, ayıbını örtmek için gürültü çıkartıyor. Türkiye’yi yönetemediğin doğru, milleti yönetemiyorsun. Biz koyunları değil, milleti yönetiriz. Milletimizi de koyun yerine koymaktan vazgeç, böyle teşbihler de yapma” dedi.

Vural, AK Parti ile CHP arasında Suriye politikasına ilişkin süren tartışmayı da eleştirdi. İki partinin, Suriye’deki taraflar gibi değerlendirme yaptığını, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Vural, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda bir tavır sergilenmesi ve tartışmaların bu eksende yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki patlamaya ilişkin yaptığı yazılı açıklamayı da bir soru üzerine değerlendirdi. Vural, şunları kaydetti:

“Burada, Hükümetin bu konuda büyük bir zaafiyet içinde olduğu, Türkiye’yi yönetemediği ortaya çıkıyor. Görülen o ki göre göre, bile bile bu saldırılar ‘geliyorum’ demiş ve devlet önlememiş. Şimdi kalkıp bu eksende Hükümetin bu bombalı saldırılar konusunda zaafiyetini örtmek için, ‘şu suçludur, bu suçludur’… Türkiye acaba bilerek isteyerek bir tuzağa çekilip Amerika gezisi öncesinde birilerinin elini güçlendirmek amacıyla mı bu noktaya getirildi diye sormaktan da kendimi alıkoyamıyorum. Yoksa Türkiye Suriye’ye bir müdahale için böyle örtülü operasyonların yapıldığı bir Türkiye haline yabancı istihbarat örgütleri tarafından mı getirildi? Bizi kim koruyacak? İstihbaratın amacı önlemektir. Görülmüştür ki burada görülmesine rağmen, tespit edilmesine rağmen eğer tedbir alınmamış, bu canlara kıyılmışsa, bombalar patlamışsa bunun sorumluluğunu yüreğinde hissiden bir insan vicdanı varsa istifa eder.”

Vural, iktidarın saldırılara ilişkin birilerini suçlamaktan vazgeçip nasıl böyle bir olayın yaşandığını ayrıntıları ile araştırması, herşeyi açıklığa kavuşturması ve üstünü örtmemesi gerektiğini de vurguladı.

Oktay Vural, 3. boğaz köprüsünün adının Yavuz Sultan Selim olmasına ilişkin soruya ise “Bir tarafta Fatih Sultan Mehmet, bir tarafta Yavuz Sultan Selim. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan koymadıklarına şükredelim” yanıtını verdi