Bu milletin dinini diyanetini öğrenmesini engelleyenlerin ve milleti etnik dini ayrımcılığa tabi tutanların karşısında olmaya devam edeceğiz


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. AKP ile CHP’nin birbirinin değirmenine su taşıdığını iddia eden Vural, eğitim gibi önemli bir konunun siyasi gerilim malzemesi yapılmasını milletin hak etmediğini söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın 28 Şubat kararlarını ortadan kaldırmak amacıyla yeni eğitim modeli teklifini getirdikleri yönündeki sözlerini hatırlatan Vural, 28 Şubat’ta MGK’nın tavsiye kararı üzerine hükümetin kesintisiz eğitimi tasarı olarak getirdiğine dikkat çekerek, “Sende yürek yok mu ya” diye seslendi. Vural, “Madem 28 Şubat kararlarını benimsemiyorsun, karşı çıktığını iddia ediyorsun, tasarı halinde getirseydin. Niye getiremiyorsun? Atsaydın imzayı, yürekli bakanların da atsaydı, onun yerine 5 vekile niye imza attırıyorsun? Hesaplaşacaksan böyle hesaplaşacaksın. AKP ile CHP, birbirlerinin değirmenine su taşıyarak, eğitim gibi hayati konuyu siyasi gerilim malzemesi haline getirmeyi başardılar. 28 Şubat’ın 8 yıllık kesintisiz eğitime ilişkin tavsiye kararları o zaman ki hükümet tarafından tasarı olarak getirildi. Sen de yürek varsa o zaman bu teklifi tasarı olarak getirseydin. Hesaplaşacaksan, milletin iradesini kullanacaksın. Getiremezsin, çünkü sen de 28 Şubat’ın ürünüsün. 28 Şubat’ta MHP iktidarda yoktu, sen belediye başkanıydın. Ne yaptın? Darbelerin ürünü olanların, bu darbelerin mağdurlarına söyleyecek bir sözü olamaz. Hükümet tasarısı olarak getirecek yürek yok. Çünkü o 28 Şubat’ın ürünü. 28 Şubat sonrası fikrini zikrini değiştiren de Başbakan Erdoğan. Biz 12 Eylül idam sehpalarında bile davamızdan vazgeçmeyiz diyen bir hareketiz” dedi.

AKP’nin getirdiği yeni eğitim modeli teklifini de değerlendiren Vural, gelecek nesillerin etnik kimliklere göre bölünmek, dindar ve dindar olmayan diye kategorilere ayrılmak için plan yapıldığını ileri sürdü. Seçmeli Kürtçe eğitim tartışmaları için “Ağızlarındaki baklayı çıkarıyorlar” diyen Vural, dini seçmeli ders önerisi için de şunları söyledi:

“İlköğretimin ikinci kademesinde Kuran-ı Kerim ve Türkçe anlamı, ilmihaller Peygamberimizin hayatı gibi dersler herkese açılmalıdır. Bunlar milli toplum yapımızın gereğidir. MHP olarak AKP’nin bu değerlerin ilköğretimde verilmesini engelleme çabalarını doğru bulmuyoruz. Çocuklarımızı sınıflara etnik kimliklere göre ayırmak din eksenli bir ayrışmaya yönelik bir tuzak hissediyoruz. Ortaokulda meslek liselerine hazırlamak için program hazırlayabilirsiniz ama biz bu neslimizin dinini diyanetini öğreneceği derslerin herkese açık olmasını istiyoruz. Bu ilköğretimin ikinci döneminden itibaren herkese Kuran-ı kerim Türkçe anlamı ilmihal bilgileri, peygamber hayatları, peygamberimizin hayatı, insan olma erdemi gibi hususların her insana verebileceği ve herkesin tercih edeceği bir ortam oluşturulsun.”

Vural, Yaşanan gergin ortamda uzlaşma ile Anayasa yapılabilir mi?” sorusuna “Biz katkı ve görüşlerimizi ifade etmeye devam edeceğiz. Ne kadar çatışma siyasi kutuplaşma olursa olsun bu millet bizim için siyasetten daha önemlidir” yanıtı verdi.

Vural, eğitim teklifinin iki hafta sonra Meclis Genel Kurulu’na getirilmesi durumunda tavırlarının ne olacağının sorulması üzerine de komisyonda yaşanan olayları hatırlatarak, “Komisyon raporu yok hükmündedir. Komisyonda görüşülmemiş bir kanun teklifinin kapalı kapılar ardında yapılan oylamasının meşruiyeti olamaz” yanıtı verdi. 

Vural teklifin getirilmesi durumunda “O zaman ne yapacağımızı görürler. Sayın Başbakanı uyarıyorum. MHP’ye sökmez kaba kuvvet falan. Evren Paşalara pabuç bırakmamış bir milletin senin gibi müsvedde paşalarla… Hiç bize kesmez yani. Kürsüde Mehter Marşı ile saldırdılar, İzmir marşı ile hasar tespitiyle döndüler. Anladıkları dil neyse o. Başbakan da öyle dedi. İşte anladığı dilde söylüyorum” dedi.

Meclis Başkanının komisyon raporunu yok sayması gerektiğini söyleyen Vural, “Uzlaşma komisyonu kurulabilir” önerisine “Faydalı olur” yanıtı verdi. Vural, “Siyasi partilerin görüşlerini hukukun el verdiği ölçüde söylemesi hakkıdır. Bu hakkı gasp eden komisyon toplantısını yok saymak ve siyasi partileri çağırarak görüşmelerin tekrarlanmasını temin ederek bu ortam içinde genel kurula gelmesini temin etmek en sağlıklı yöntemdir. Bizim tavsiyemiz budur. Uzlaşma komisyonunda kurallar belirlensin o kuralar çerçevesinde komisyonda görüşmeler yapılsın. ‘Yanlışın neresinden dönülürse kardır’ deniliyorsa MHP olarak katkı sağlarız. Hiçbir zaman katkımızı esirgemeyiz. Ama her şeyden önce böyle bir dayatmayı kabul etmemiz mümkün değil. Gayrı resmi komisyon kurulması da zaten bu komisyonun yok sayılmasıdır. AKP bir taktik arayışı içinde değilse bunun aynı zamanda AKP’nin milletvekillerimizden bir özrü olarak değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu.