MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü grup toplantısındaki açıklamalarına değindi.
Oktay Vural, Erdoğan’ın, MHP’nin, Türk askerinin neden Afganistan’da olduğunun millete açıklanmasını istemesini eleştiren, çok talihsiz değerlendirmeler yaptığını savundu.Türkiye’nin bugün yine şehitlerle karşı karşı olduğunu ifade eden Vural,”PKK’ya müzakere, mütareke için devletin görevlilerini, kendi özel temsilcilerini gönderen Başbakan, utanmalıdır, vicdanı sızlamalıdır. Terör örgütünü cesaretlendirirsen, muhatap alırsan, terör örgütü aracılığıyla demokrasimizi teslim alma çabalarına destek verirsen, geleceğimiz nokta budur” dedi.
Vural, Türkiye’de terörle mücadelenin, bu Hükümet döneminde adeta yok sayıldığını ileri sürdü.
Erdoğan’ın, dünkü grup toplantısında, “Afganistan, Bosna Hersek, Somali, Lübnan, Kosova’da görev yapan Mehmetçiği selamlıyorum. Bu milleti, şanla, şerefle temsil ettikleri, Türkiye Cumhuriyeti bayrağını göğsünde gururla taşıdıkları için her birine şükranlarımı sunuyorum” dediğini belirten Vural, Başbakan’ın, bu noktaya gelmesinin, milletin ne kadar büyük millet olduğunu gösterdiğini söyledi. Vural, “Böyle adama diz çöktürürler. Şehidimize dün ‘kelle’ diyordun, ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyordun, Kıbrıs’ta ‘işgalci’ diyordun, Kıbrıs’taki askerimizi çıkartmak için Annan Planları hazırlıyordun. Şimdi birden bire methiyeler düzmeye başladı. Dün şehide kelle diyen, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen, hatta medyasıyla, parti yöneticilerinin açıklamalarıyla askerle millet arasına duvarlar örmeye çalışan Başbakan, birden bire Türk askerine methiyeler düzmeye başladı.Başbakanın bu açıklamalarını duyunca biz hangi dağda kurt öldü demekten kendimizi alamıyoruz. Ancak tahminimiz de var. Anlaşılan o ki, Başbakan muhtemel bir Suriye operasyonu için şu anda zemin yoklamasına girmiş, komuoyunu da buna hazırlamaya çalışıyor. Bu nedenle de Türk askerinin yurtdışındaki başarılarından bir demet hazırlamış AKP Grubunda ilk önce kendi vekillerini ikna etme çabasında. Ancak şimdilik BİG BOSS’tan yeterli tiyoyu alamadığı için Grup konuşmasında Suriye meselesini şöyle bir es geçiyor, doğrudan meseleye girmiyor. Muhtemelen Seul’da kulağına bir şeyler fısıldanacak O da gelip burada esip gürleyecek.Başbakan, sesle görüntü arasında senkronize sorunu yaşayan sinema filmi pozisyonuna çok düştüğü için bu sefer o sorunu yaşamak istemiyor. Çünkü bundan defalarca önce yağıp gürlemişti, ancak bu gürlemeler vizyonda gösterilen filme uygun sesler değildi. Ses önce geliyor, arkasından görüntü geliyordu.Şimdi sanırım bu senkronizasyon sorununu gidermek için SEUL’de.
Suriye meselesi ayrı ve çok daha derin bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir mevzuu. Bir partinin, tek adamın iki dudağı arasında, kulaktan duyma, birilerinin gazına gelme şeklinde değerlendirilecek bir mesele değil. Çünkü, tarihiyle, kültürüyle kadim bağlarla bağlı olduğumuz İslam Coğrafyası üzerine yapılacak her hareket, her adım bin düşünüp bir söylenmesi, bir yapılması gereken hassasiyete sahip.Buna ilişkin kaygılarımız, telkinlerimiz, hükümete söyleyeceklerimiz var. Onu ayrıca dile getireceğiz. Ancak şunu söylemeliyiz ki Türk askeri her şeyden önce bu ülkenin, bu milletin güvenliği için vardır. Kandil’de Türk bayrağının ne işi var diyen, sınır ötesi harekat için ayak sürüyen başbakanın ABD’nin, BOP tasarımcılarının terörle mücadelesinde Türk askerinin yurt dışı başarılarını ortaya dökmesi yeni bir taktiğin habercisi.
İçerideki ateş sönmeden, içerideki milli bütünlüğe dönük tehdit yok edilmeden, birileri istediği için ülkeden binlerce kilometre ötede muharip duruma gelmek akıl kârı mıdır? Başbakan’a göre , Türk askeri Amerika’nın, büyük güçlerin ihtiyacı için, emperyal amacı için her yerde olsun, ancak bize dönük PKK terörünü kökünden kazımak için Kandil’de olmasın . Kuzey Irak’taki kırmızı çizgilerimiz bir bir silinirken, PKK orada yuvalanırken, tehdit üstüne tehditte bulunurken, PKK’ya kucak açan Barzani’ye ses çıkarmasın. Amerika istediği için bir yıl önce can ciğer kuzu sarması Esad’a posta koysun. Aslında başbakanın bu sözlerinin neye ve kime hizmet ettiğini de burada açıkça görüyoruz.Türk askeri dün olduğu gibi bugün de mazlumların yanındadır, barışın ve huzurun teminatıdır, ancak O’nu emperyal güçlerin bodyguardı yapmayı da kimse aklından geçirmemelidir. ‘diye konuştu.
-“Hele ara gazına hiç gelme”-
Vural, Erdoğan’ın bu açıklamalarını duyduğunda “hangi dağda kurt öldü-” demekten kendilerini alamadığını belirterek, sözlerini, “Birden bire bu konularla ilgili Türk askerlerine, bu şekilde methiyeler düzen Sayın Başbakan’ın kafasının arkasında BOP projesi eşbaşkanı sıfatıyla aldığı görevi yerine getirme telaşı vardır” diye sürdürdü.
Suriye konusuna değinen Vural, “Başbakan gaza gelme. Hele ara gazına hiç gelme. Sayın Başbakan’ı uyarıyorum; bize vagon diyor, dolmuşçuluk yapma, ABD’nin dolmuşuna binme, ona göre” görüşünü ifade etti.
Türk bayrağının bulunduğu Afganistan’da Kuran-ı Kerim’in yakılmasına, ABD askerlerinin 16 sivili öldürmesine nasıl olur da gözlerini kapatabileceklerini soran Vural, Türk milletinin, bu coğrafya içinde ABD’nin taşeronu olmadığını kaydetti.
Vural, “Kuzey Irak’ta kırmızı çizgilerin bir bir silindiğini, PKK’nın burada yuvalandığını, Başbakan’ın Barzani’ye gıkının çıkmadığını” savundu.
-“Truva atı gibi davranıyorsun”-
Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasındaki, “Kişi, arkadaşının dinindendir” sözlerini iPad’inden dinleten Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BOP eş başkanı sıfatıyla ABD’nin stratejik amaçları için Türk askerini kullanmak, onları ABD emrine vermek gibi zihniyetler, kimin, kimleri arkadaş gördüğünü itiraf ediyorsun. İtirafname. Türk askerini, emperyalist güçlerinin bodyguardı yapmaya yeltenen bir Başbakan var. Ayyıldızlı bayrak, Türk milletinin emrinde olur, ABD’nin stratejik amaçlarının emrinde olmaz, onlara hizmet etmez. Türk askeri bu milletin jandarmasıdır, ABD’nin olamaz.
12 askerin ölümünü dile getiriyoruz, ‘Şehitler üzerinden rant oluşturuluyor’ diyor. Sen asıl bu askerler üzerinden oluşturduğun rantı, ABD’ye peşkeş çekiyorsun, rantı onlara yediriyorsun, asıl rantçı sensin.
Başbakan, Çanakkale konusunda bize ders vermeye kalkıyor, sen kim Çanakkale kim. Aynaya bak, Çanakkale ruhu senin nerende- Emperyalist projenin eşbaşkanı oluyorsun, sonra Çanakkale’den bahsediyorsun. Sende o ruh olyasdı BOP eşbaşkanlığını reddederdin, ruh yok. Afganistan ve Suriye’deki politikalarla, Türk askerini Anzak konumuna düşürüyor. Başbakan önce ‘Amerikan çıkarları’ diyor. Biz, Türk askerinin geleceği için dua ediyoruz, Başbakan ABD için. Türk askeri dün olduğu gibi bugün de mazlumların yanındadır, barışın ve huzurun teminatıdır, ancak O’nu emperyal güçlerin bodyguardı yapmayı da kimse aklından geçirmemelidir.
Bize Çanakkale dersi vermeye kalkan başbakan dönüp bir kendine bakmalıdır.Kendi siyasi amaçlarına, hedeflerine bakmalıdır.Kendi deyimiyle kendine verilen misyona bir bakmalıdır. Büyük Ortadoğu Projesinin emperyal bir proje olduğunu söyleyen kendi dışişleri bakanının sözlerine kulak vermelidir. Türk askerini Ortadoğu’da, Libya’da, Suriye’de Anzak pozisyonuna düşürmek isteyenlerle, İslam dünyasının bağrına kara saplı bir hançer gibi saplamak hesabında olanlarla aramızda herşeyden önce misyon farkı var. Biz önce ülkem, önce milletim diyoruz, Başbakan önce Amerika’nın çıkarları diyor. Biz Nizam-ı Alem diyoruz, Başbakan Büyük Ortadoğu Projesi diyor.Biz ilayı kelimetullah diyoruz, Başbakan Medeniyetler İttifakı diyor.Biz kimsenin kalkanı olmayız, biz yalnızca milletimizin kalkanı oluruz diyoruz, Başbakan, “ABD’ye, İsrail’e seve seve kalkan olurum” diyor. Bunların hangisi Çanakkale ruhunu içinde taşıyor…Böyle bir siyasi projenin taşöronluğunu yapan adam, Çanakkale ruhunu, şehitlerimizin ne için mücadele verdiğini samimi bir şekilde içinde hissedebilir, idrak edebilir mi? Elhamdülüllah bize kimse bugüne kadar Emperyalistlerin Truva atı demedi. Çok şükür bize kimse bugüne kadar emperyalizmin taşeronu demedi…Yaradana sığınırız ki, bize kimse 1,5 milyon Irak’lı Müslüman’ın katline ortak oldunuz, yüzbinlerce tecavüz edilen Müslüman kadının ahını aldınız demedi. Kimse bize mücahitken mütahit oldular demedi.Bize en fazla bunlar Türk milletinin divanesi dediler.Türk İslam ülküsünün yılmaz savaşçıları, alperenleri, bozkurtları dediler.
Ama bu ithamlar ve gerçekler sayın başbakanın ve AKP hükümetinin gittiği hiçbir yerde peşini bırakmayacak, Türk milletinin değil emyepralizmin hizmetkarı olarak anılacaklardır. Çanakkale ruhu emperyalizme karşı bir ruhtur, o ruh sende tuz ruhu haline dönüşmüş. Sen emperyalistlerin Truva atı gibi davranıyorsun. Başbakan’a sesleniyorum; 18 Mart ruhuyla küresel güçlerin taşeronu olmak bağdaşmaz. Obama’ya arkadaşım, dostum deme, bu milletin evlatlarına arkadaşım de. Dün de Putin, Berlusconi, Karamanlis’e, Obama’ya dostum diyordun, bir türlü bize, milliyetçilere dostum, arkadaşım, kardeşim diyemedi. Bu milletin dostluğu ve arkadaşlığı Obama’nın dostluğu ve arkadaşlığından daha iyidir.”
Bir soru üzerine Vural, Hükümetin terörle mücadele iradesinin olmadığını iddia etti.