Deniz Feneri’ni aydınlatmak hükümetin ve yargının vicdan borcudur


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Meclis’te yaptığı basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Deniz Feneri Davası için “O kadar sıcak ki dokunan yanıyor. Fener değil cehennem topu gibi bir şey” diyen Vural davanın son gelişmelerle önemli ve takip edilmesi gereken bir konuya dönüştüğünü söyledi. Deniz Feneri’yle ilgili ortada bir iddianame ve dava yokken savcılar hakkında dava açılmasına “Bu ne hız” diye tepki gösteren Vural, “Adalet Bakanı yargıyı hızlandırma adı altında savcı ve hakimler konusundaki hızlandırmadan bahsediyormuş. Nerede kaldı bu Deniz Feneri” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent ‘Arınç’ın levye olarak kullanılarak kozmik odanın kapısını açtıran suikast iddiasının 2.5 yıldır soruşturma aşamasında’ olduğunu söyleyen Vural, Deniz Feneri davasının aydınlanması gereken bir dava olduğunu söyledi. Deniz Feneri davası hakim ve savcılarının başına gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmediğini söyleyen Vural şöyle devam etti:
“Bu hakimlerle savcıların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bu soruşturma çerçevesinde adamlar zaten istediğini serbest bırakıyor. Deniz Feneri davası, yargının bağımsız olduğunun, Hükümetin yargıya müdahale edip etmediğinin turnusol kağıdı olacak adeta. Buradan anlayacağız bunları. Deniz Feneri olayının arkasında kimlerin, hangi zihniyetin olduğunun ortaya çıkarılması lazım. Bu artık Hükümetin ve yargının namus borcudur. İnsanların manevi dayanışma duygusunu hortumlayan bu zihniyetin arkasında kimler varsa çıkarılsın ortaya. Deniz Fenerinin arkasında varsa eğer örgüt bağlantısı, siyasi bağlantıların açığa çıkartılması artık yargının namus borcu haline gelmiştir. Hükümetin namus borcudur.”