Devlet kendi varlığını göstermeli, Kandile Türk bayrağını dikmeli, bunu da bütün millet görmelidir!


Mecliste basın toplantısı düzenleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ”(400 kilometre PKK kontrolünde)… Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş. Bunlar, PKK’nın psikolojik harekatı çerçevesinde oluşturulmuş girişimlerdir” dedi.

Vural, düzenlediği basın toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, ”terör örgütü PKK eylemlerine katılan, sözcülüğüne soyunan, onun propagandasını yapan birtakım kişilerle ilgili olarak dokunulmazlığın sınırlandırılması gerektiğini” söylediğini ifade etti.

Milleti bu konuda vicdanının sızladığını, vergileri ile maaş verilen milletvekillerinin, askere kurşun sıkanla kucaklaşmasından rahatsız olduğunu kaydeden Vural, partisinin, dokunulmazlık ile ilgili önerisini partilere illettiğini belirtti.

Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ”Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bu konu değerlendirilir” diyerek, yeni bir ipe un serme sözü söylediğini iddia etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, dokunulmazlıkların sınırlandırılması konusunda bir çalışma yapıldığını söylediğini ifade eden Vural, ”PKK terör örgütüne destek olan, onlarla kucaklaşanlara karşı yargı yetkisini kullanalım” dedi.

Vural, henüz partilerine resmi bir cevap gelmediğini belirterek, ”Umarım, dokunulmazlık konusunda bu eksende bir adım atarız. Bu konuda bir adım atabileceğimiz umudumu muhafaza ediyorum. Gelin hep birlikte terör örgütüne destek veren milletvekilleri önündeki ’yargılanamaz’ hükmünü millet adına kaldıralım. Bunu açık bir şekilde teklif ediyoruz” diye konuştu.

Oktay Vural, Meclis’in, millet vicdanını sızlatan bu görüntülere karşı milli bir duruş sergilemesi gerektiğine işaret etti.
-”Devletin varlığı gösterilmeli”-

Bir soru üzerine Vural, ”(400 kilometre PKK kontrolünde)… Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş. Bunlar, PKK’nın psikolojik harekatı çerçevesinde oluşturulmuş girişimlerdir. Sayın Başbakan’a ve devlet düşen görev, oranın PKK’nın kontrolünde olmadığını göstermektir. Ana Muhalefet Partisi, bu konularla ilgili olarak, bu soruyu sormak yerine tepkilerini dile getirseydi daha iyi olurdu. Böyle bir iddia karşısında devlet kükremeli ve kendisini göstermelidir, bunu da bütün millet görmelidir. Bu konu, bir sohbet konusunun ötesinde olmalı, bu konuda devletin varlığı gösterilmeli, bu irade ortaya konulmalı. Dolaylı tepkiler yerine bunun böyle olmadığını devlet göstermeli, bırakın göstermek Kandil’e de gidip dikmelidir” dedi.

Partilerin, psikolojik harekat karşısında sinmemesi gerektiğini dile getiren Vural, bütün propagandalara rağmen devlet otoritesinin orada olduğunun gösterilmesi gerektiğini kaydetti.

Operasyonların, güvenlik güçleri şehit olduğu zaman değil, şehit olmadan önce yapılmasını istediklerini, böyle bir siyasi kararlılık beklediklerini vurgulayan Vural, ”Bölge, PKK’nın olağanüstü haline terk edilmemelidir” diye konuştu.

-”Hala müzakereden bahsediliyor”- ”

Artık dayanılmaz bir boyuta geldi” diyen Vural, eline silah ve bomba alanın polisi, askeri ve vatandaşı öldürdüğünü, bu durumda hala müzakereden bahsedildiğini söyledi. Vural, elinde silah tutup, insan öldürenlerin meşruiyet alanı olmadığını kaydetti.

Bir soru üzerine, Vural, şöyle konuştu: ”Biz milletin yanındayız, siz safınızı belirleyin önce. Cumhuriyetin yanında mı, Türk milletinin de yanında mısın? Cumhuriyeti sorgulayan bir zihniyetin bugün CHP tarafından dile getirilmesi son derece ilginç. CHP ve AKP’nin aynı eksende buluştuğu gayet açık, aynı sudan içmişler. CHP, Kürt meselesini gündeme getirmedi mi? Tayyip Erdoğan, ’ne pahasına olursa olsun Kürt meselesini çözeceğim’, Kemal Kılıçdaroğlu, ’genel başkanlığıma bile mal olsa çözeceğim’ demedi mi? Demek ki bu iki parti de aynı senaryonun aktörleri. CHP, Sayın Başbakan’ın BOP eşbaşkanlığı yanında, bir kürsü de kendilerine verilsin istiyor.” Oktay Vural, Türk milletinin, cumhuriyetin, milletin temelleri ile uyumlu bir Anayasa yapacaklarını söyleyerek, ”Ancak yeni bir milleti tanımlamıyoruz, herkes aklını başına alsın” dedi.

Bu dönemde, milleti millet yapan süreçlerle ilgili bütün kilometre taşları ve bayramların örselendiği, törpülendiği bir dönemin yaşandığını ileri süren Vural, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın, Türk milletinin destanı olduğunu söyledi.

”Bayrama katılma konusunda milletin şevki neden kırılıyor? Terörle mücadele edenler içeri atılıyor, neredeyse milli bayramlara katılmak suç sayılacak” diyen Vural, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın ”çelenk koyma muhaberesi” olarak geçtiğini savundu.

Vural, ”Başbakan Yardımcısı Arınç, ’Bütçemizi zorlasa bile şehit, gaziler ile dul ve yetimler için çok önemli düzenlemeler yaptık’ dedi. Bakış açısına bakın? O kanını canını verirken… Beyefendi bütçesini zorlamış. Gazilerimizin mücadelesi ve şehitlerimizin kanı olmasıydı, ne bütçen olurdu, ne de bütçeni yapacağın bir devletin olurdu?” dedi.