Dün ” İsrail’le bizi barıştırdığı için Obama’ya müteşekkiriz ” diyenler Bugün “Filistin konusunda tarafız” sözünü hangi yüzle söylüyorlar


1725 Erdoğan Yozgat’ta önceki gün alışkanlıklarını devam ettirerek kendinden olan bütün kötü örnekleri rakiplerine yansıtma psikolojisiyle dinleyenleri bile şaşırtan şu cümleleri sarfetmiş: “ geçmişi şaibeli olandan, yalan söyleyenden, ahlaktan yoksun olandan, kamu malını peşkeş çekenden cumhurbaşkanı olmaz”. Evet yanlış duymadınız, bunları Erdoğan söylüyor. Bunu nerede söylüyor biliyor musunuz? Yozgat’ta valiliğin kamu parasıyla, milletin cebinden topladığı vergilerle düzenlenen iftar programında söylüyor. Erdoğan, devletin kesesinden hem de iftar adı altında seçim propaganda yapıyor sonra da utanmadan sıkılmadan yalandan, ahlak yoksunluğundan, kamu malını peşkeş çekmekten bahsediyor. Allah akıl fikir versin, Ben bu zata, devletin imkanlarını kullanarak, iftar adı altında seçim propagandası yapan valiye, bürokaratlara sesleniyorum. Milletin malını bir partiye peşkeş çekmek, hem suç hem de günahtır. Başbakanın bu suçuna ve günahına ortak olmayın. Sizler AKP il başkanı değil milletin valisiniz. Unutmayın ki devir döner sap döner gün gelir hesap döner.Başbakanın en büyük sıkıntısı ne biliyor musunuz ? Başbakan artık gündem belirleyemiyor. Gündemi belirleyen kim? 5 saygın partinin adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu. 1725 Erdoğan; Ekmeleddin İhsanoğlu’nun peşinden koşuyor. İhsanoğlu kendi seçim vizyonunu açıklıyor, kendi yapacaklarını söylüyor, 1725 Erdoğan meydanlarda İhsanoğlu’nu karalamakla, söylediklerini çarpıtmakla uğraşıyor. Erdoğan seçim meydanlarında yeni hiçbir şey söyleyemiyor, tek yaptığı sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na saldırmak, iftira atmak. Sabah ihsanoğlu diyor akşam İhsanoğlu diyor. Erdoğan’ın tek vizyonu tek misyonu var o da; İhsanoğlu’na ve onu aday gösteren siyasi partilere saldırmak, terör örgütlerine, küresel güçlere selam durmak.
Şimdi de yandaş medyasıyla Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun logosunu sloganlarını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Simgesi ampül olan bir siyasi hareketin, ekmek gibi bir kutsalı ti’ye alması, hakarete varan sözler sarf etmesi gerçekten garabettir. Her konuşmasında MHP’ye böyle hakaretler eden Erdoğan, terör örgütlerine ise yalvar yakar, ağlayıp sızlanıyor.
Erdoğan terör örgütlerine yalvarmaya alıştı ya dün de İŞİD’e yalvarıyor. Hatırlarsınız daha önce kaçırılan çocuklar için PKK’ya yalvarmış, İmralı’ya serenat eylemişti.
Erdoğan Dün “Şu mübarek Ramazan ayında IŞİD denilen örgüt, eğer gerçekten inanıyorlarsa artık bu kardeşlerimizi ülkelerine iade etmeleri gerekir. Bunu bekliyoruz”” diyerek İŞİD’e yalvarıyor.
PKK’ya diz çöktüğün gibi, yalvardığın gibi İŞİD’e biraz daha yalvar, inanıyorum ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi sana bir kıyak yapıp birlikte kurduğunuz Rehine pazarını sonlandıracaktır.
Ey Erdoğan senin oturduğun makam yalvarma makamı mıdır? İcraat makamı mı?
Sen cumhurbaşkanlığındaki icrayı bırak ta şu an oturduğun icra makamında ne yapıyorsun onu söyle?
O koltukta İŞİD’e PKK’ya yalvarmaktan başka icra olarak ne yapıyorsun onu söyle?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ne zamandan beri Terör örgütlerine yalvarır oldu?
Hani dünya lideriydin, dünya lideri eli kanlı katillere, bölücülere böyle yalvarır mı? Bir de “örgüt” diyor. Ne örgütü, İslam Konferansı Örgütü mü? İslam dünyasını kana bulayan bu vahşilere terör örgütü demekten niye korkuyorsun?
Erdoğan sadece teröristlere yalvarmakla kalmıyor, terörist uygulayan devletlere de Gazze’nin sürekli bombalandığı şu günlerde İsrail’e de dişe dokunur tek bir söz dahi söyleyemiyor. Sadece demagoji yaparak ”Canbaza bak canbaza”oyununu sergiliyor. Erdoğan dün katıldığı mitingde “Filistin’de çocuklar, kadınlar öldürülürken nasıl tarafsız kalırız” demiş.
Ya adama sormazlar mı? İsrail’le barıştırdığı için OBAMA’ya müteşekkirlerini sunan sen değil miydin?
İsrail’le ticaretini hız kesmeden sürdüren senin gemiciklerin değil mi?
Bir de çıkmış““Zulüm Durmazsa Türkiye Ve İsrail Arasındaki Normalleşme Mümkün olmaz” diyor.
Sahi siz Gazze’de zulüm durduğu için mi İsrail’le masaya oturmuştunuz? Hatta masaya otururken, OBAMA bizi barıştırdı diye ağzınız iki karış açık geziyordunuz?
İsrail’le normalleşmeyi bir “Başarı” olarak ifade eden Senin Başbakan yardımcın değil miydi?
İsrail tazminat ödemeden, özür dilemeden, Gazze ablukası kalkmadan masaya oturan, büyükelçilik düzeyinde ilişkilerin eski düzeye geleceğini söyleyen Erdoğan değil miydi?
İsrail’le barıştırdığı için OBAMA’ya müteşekkir olan Erdoğan değil miydi?
Bakın bu milletin karşısında iki aday var; Bir tarafta devletin bütün gücünü, küresel sermayenin desteğini arkasına alan, milletin parasıyla, devlet imkanlarıyla havuz medyasıyla, bindirilmiş kıtalarla mitingler düzenleyen 1725 Erdoğan, öbür tarafta tek desteği halk olan, gücünü halktan alan, mütevazi bir seçim kampanyası yürüten İhsanoğlu.
Bir tarafta kin ve nefretinize sahip çıkın diyerek sürekli nefret suçu işleyen Erdoğan var, öbür tarafta sevgi ve huzur ekmeye geldim diyen, herkesi kucaklayan İhsanoğlu var.
Bir tarafta sicili vukuatlarla dolu, geçmişi lekeli, yolsuzluk, rüşvet, hukuku ayaklar altına almış tek adam özentisi Erdoğan var, öbür yanda sicilinde tek bir leke bulunmayan, ömrünü milletine ve devletine adamış İhsanoğlu var.
Bir yanda cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda tarafsız olmayacağım diyen, makamı parti makamı olarak gören, anaysayı yasayı tanımam diyen Erdoğan var, öbür yanda anayasanın vaaz ettiği şekilde görev yapacağını, tarafsız olarak partiler üstü bir cumhurbaşkanı olacağını söyleyen İhsanoğlu var.
Bir tarafta mitinglerinde hakaretler savuran, iftiralar yağdıran, saygıdan nasibini almamış Erdoğan var, öbür tarafta tasavvufla sabrıyla yoğrulmuş, Türk İslam irfanın ırmaklarından beslenmiş mütevazi ve çelebice yarışan İhsanoğlu var.
Bir tarafta sahte one munit’çi Erdoğan, öteki tarafta İslam dünyasına ömrünü vermiş İslam devletlerinin zirvesinde yöneticilik yapmış İhsanoğlu.
Bir tarafta her mayıs Gazze’ye gideceğini söyleyip, ABD’den fırça yiyince yerine kös kös oturan Erdoğan, öteki tarafta Gazze’ye defalarca giden, yardım götüren, hizmetine koşan İhsanoğlu.
Bir tarafta Yahudi cesaret madalyasıyla ödüllendirilen Erdoğan, öbür taraftan Filistin Davasına yaptığı hizmetlerden dolayı Filistin Devlet nişanıyla ödüllendirilen tek Türk olan İhsanoğlu Var.