Dün TSK’ya kumpas kuran akılla, bugün bu operasyonları yapan akıl, siyasi irade aynıdır. Aynı merkezden yürütülmektedir. Bu operasyonu şu an yürüten haram paracı Rezza Zarrab’tır, koluna 700 milyonluk saati takandır, evlerinde milyarlarca doları sıfırlama telaşına düşenlerdir, kupon arazi peşinde olanlardır, Urla’da villa pazarlığı yapanlardır, ihale havuzu oluşturup bu havuzdan havuz medyası oluşturanlardır, havuz medyasından beslenenlerdir, havuz medyasını besleyenlerdir. Bu operasyonu yapanlar 17-25 Aralık’ta yetimlerin hakkını yiyenlerdir.Her şeyden önce şu soruyu sormak gerekiyor. Başbakanın bu paralel yapı diye söz ettiği yapı kimin zamanında oluşmuştur? Böyle bir yapı varsa bu yapının devlet içinde etkin bir şekilde yer alması, atamalarının yapılması kimin onayıyla gerçekleşmiştir? AKP hükümeti ve başbakan Erdoğan değil midir? Bu böyle olduğuna göre, soruşturmayı yürüten savcılar, eğer böyle bir paralel yapı varsa, devlet içinde 12 yıldır bu yapının oluşmasına yardımcı olan, bu yapıya yardım ve yataklık eden siyasi iradeyi de soruşturmaya dahil etmelidir. İddia edilen bu yapı için “Ne istediler de vermedik” diyen başbakan da bu soruşturma da mahkeme önüne çıkarılmalıdır.Başbakanın sözünü ettiği, süreci yürütecekler dediği Sulh hakimleri kimler şöyle bir bakalım:
İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’ne: 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in tutuklanan oğlu Barış Güler, Rıza Sarraf, eski Bakan Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner için tahliye kararı vermiş olan hâkim atanmıştır.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği’ne: 17 Aralık soruşturması sürecinde eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın mal varlığı üzerindeki tedbiri kaldıran hâkim atanmıştır.
İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’ne: Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın aralarında bulunduğu 6 kişinin tahliyesine karar veren hâkim atanmıştır.