Erdoğan milletin kesesinden yaptığı mitinglerde istiklal değil, istikbal mücadelesinin peşinde


Cumartesi ve pazar günü, bu milleti birbirine düşman kılmaktan başka bir politikası olmayan, malına mal, mülkünü mülk katmayı görev edinmiş, aile boyu kalkınmayı, yandaşları beslemeyi şiar edinmiş, köşke çıkması durumunda haram paracı Rıza ve bölücülerle birlikte olacağını milletin parasıyla yaptığı mitinglerle ilan eden bir iftira hatibinin hezeyanlarına şahitlik ettik. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı profili, hak ve hukuk tanımayan, siyasi etik ve ahlaktan nasibini almayan, milletin parasıyla, yüzü kızarmadan milletin kesesinden cumhurbaşkanlığı propogandası yapan bir siyasetçi profilidir.

Başbakan Erdoğan mitinglerde “istiklalden, haktan, hukuktan millet iradesinden” bahsediyor. Bundan bahseden birisi, tüyü bitmemiş insanların parası ile mitingler düzenleyemez. Memleket sevdasından bahseden birisi, Ramazan günü milleti kin ve nefrete sevketmez, düşmanlık üretmez, yalan söylemez. Ancak biliyoruz ki, Hukuksuzluğun padişahı, yüzüklerin efendisi olan Erdoğan’ın hak, hukuk, adalet gibi kavramlara uymasını beklemek, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Ey Başbakan, senin yandaş tv’lerin olabilir, bu milletin parasıyla TRT’yi ak TRT olarak değiştirmiş olabilirsin. Ancak senin televizyonların olsa ne yazar. Bu milletin vicdanı vardır ve sen o milletin vicdanını temsil etmiyorsun. O vicdanlarda mahkumsun. Seni finanse etmek için havuzcular devreye girmiş olabilir ama zulümle payidar olamayacaksın.. Milletin parasıyla yayın yapan TRT, ‘hükümetle uyumlu bir Cumhurbaşkanı olmalı’ diye yayın yapıyor. MHP’ye saldıran akademisyenleri yayına çıkarıyor. Böyle bir rezalet olabilir mi? Senin benim vergilerimle bunu yapıyor. Bunun hesabı sorulmayacak mı? Bu milletin vergileri ile yayın yapanlara haram zıkkım olsun. Burası parti devleti olmaktan çıkacak, bütün bunlar not olarak alınmıştır, kimsenin yanına kar kalmayacaktır. Hakkın yanında duranlarla zulmün yanında saf tutanlar not edilmektedir. Başbakan Erdoğan, “95 yıl önce Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’dan Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımını attığını ve bu yüzden mitinglerine Samsun’dan başladığını” söylemiş, Sen kim Samsun kim? Siyasi ömrünü Cumhuriyetin değerlerini aşındırmakla, Cumhuriyetle hesaplaşmakla geçiren, Türkiye Devleti’ni sonlandırıp yeni Türkiye’yi inşa edeceğini ilan eden Erdoğan’ın Samsun ve Erzurum’da mitinglerini başlatarak, milli mücadeleye atıfta bulunması herşeyden önce arsızlıktır, yüzsüzlüktür. Erdoğan istiklal değil, istikbal mücadelesinin peşindedir. Samsun’da, Erzurum’da Başbakan Erdoğan’ın sergilediği şey, milli mücadele ruhu değil, yolsuzluk ve rüşvetten kokuşan bir siyasettir, tuz ruhudur. Mustafa Kemal ve arkadaşları Sevr’i yırtıp atmak için 1919’da Samsun’da milli mücadeleyi başlattı. Sen 2014’te Sevri ihya etmek, milli mücadele yerine teslimiyeti sağlamak için yola çıkmış bir bedbahtsın. 2014 Erdoğan, 1919 ruhunu ortadan kaldırmakla görevli siyasi Lawrence’tir. Sen bu vatanda Kürdistan inşa ediyorsun, yabancı müdahaleleri meşrulaştıran Lawrence’lik yapıyorsun. Mustafa Kemal milli mücadeleyi Samsun’da başlatırken, sen millete karşı mücadeleyi İmralı ve Kandil hattından başlattın. Mustafa Kemal milli mücadeleyi Bandırma Vapuru’nda başlatırken, sen millete karşı mücadeleyi İmralı vapurunda, Öcalan’a serenatlarla başlattın. Başbakan Erdoğan duble yollardan, yol yapmaktan bahsderek cumhurbaşkanı olunca bunların takipçisi olacağını söylüyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum; Maksadın yol yapmaksa, seni karayolları genel müdürü atayalım. Sen yol yapmak değil, o yolun ihaleleri ile ilgilenmek istiyorsun. Elbette Cumhurbaşkanı yolla ilgilenir ama en fazla yolsuzlukla ilgilenir. Yolsuzluk yapanların önüne hukuku koyar. Erdoğan’ın amacı, Cumhurbaşkanlığı makamına çıkarak, boğazına kadar battığı yolsuzlukların üstünü örtmek, ondan sonra da yeni yollarla yolunu,havuz mütahitlerin ihalelerini takip etmektir. Evet Erdoğan monşer değil, tek şerdir. Bu memlekete gelmiş en büyük şerlerden biridir. Allah Türk milletini onun şerrinden korusun