Erdoğan Türk milletine karşı olanların, Türk milletini ret ve inkar cephesinin sözcülüğünü yapmaktadır


Başbakan Erdoğan’ın Van’da yaptığı konuşmadan da görülmektedir ki, Erdoğan Türk milletine karşı olanların, ret ve inkar cephesinin sözcülüğünü yapmaktadır. Erdoğan’ın milleti tanımladığı sözler Türk milletine karşı nefret suçu oluşturmaktadır. Bu zihniyet, bu coğrafyayı vatan yapanların iradesini yok saymıştır. Böyle bir zihniyetin ne vatan mefhumu vardır ne de devlet fikri olabilir. Bu kişinin, Cumhuriyet’in kuruluşu hakkında bir tek söz söylemesi abesle iştigaldir. Erdoğan, Türk milletinin bu coğrafyayı vatan yapmasını ve Türkiye Cumhuriyeti kurmasını içine sindiremeyenlerle birlikte hareket etmekte, Türk milletine karşı red ve inkar cephesi kurmuştur. Türk milletinin varlığını ve egemenliğini hazmedemeyenler bugün Erdoğan’ın zihninde yeniden yeşermiştir. Erdoğan, hangi etnik kimlikten olursa olsun bu coğrafyayı vatanlaştıran Türk milletini yok saymakla, devletimizin kurucu iradesini reddetmekle siyasi meşruiyetini kaybetmiştir. Erdoğan Türk milleti kavramının kapsayıcı olmadığını söylüyor, millet tanımının tarifini yapıyor. Sen kimsin ki milleti tarif ediyorsun. Bu millet binlerce yıldır var. Bu milletin adı da Türk milletidir. Erdoğan’a göre Karadenizliler’in, Balkanlar’dan ve Kafkaslar’dan gelenlerin, Kürt kökenlilerin Türk milletinden değildir. Bu zihniyetin doğuyu, batıyı, kuzeyi, güneyi birbirine düşman kılan zihniyettir. Erdoğan bu ifadeleriyle Kürdistan isteyenlerin bayraktarlığını, sözcülüğünü yapmıştır. Başbakan Türk milletinin varlığını yok saymıştır. Yaptığı konuşmada millete Türk denilememesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu zihniyet bu coğrafyayı vatan yapanların iradesini yok saymıştır. Bu zihniyet Selçukluyu, Osmanlıyı ve nihayet Türkiye cumhuriyetini kuran iradeyi yok saymıştır. Böyle bir zihniyetin ne vatan mefhumu vardır nede devlet fikri olabilir. Kurucu iradeyi yok sayan bir zihniyet kurtuluşu da yok saymaktır. Bu zihniyet cumhuriyetin kuruluşunu da yok saymıştır. Bu kişinin cumhuriyetin kuruluşu hakkında birtek söz dahi söylemesi abesle iştigaldir. Erdoğan Türk milletinin bu coğrafyayı vatan yapmasını ve türkiye cumhuriyetini kurmasına karşı red ve inkar cephesi kurmuştur.

Dün Osmanlı devletinin nizama alem vermesini hazmedemeyenler, islamın bayraktarlığını yaparak insanlığına medeniyet önderliği yapan Türk milletini hazmedemeyenlerin çıkardığı şark meselesi ile Türk milletini yok sayan haçlı zihniyeti Erdoğan’ın zihninde bütünleşmiştir. TÜrk milletinin varlığını ve egemenliğini hazmedemeyenler bugün Erdoğan’ın zihninde bütünleşmiştir. Dün haçlının haçlılarla, sevrle işgal ederek Anadolu’da Türk milletinin varlığını sona erdirmek isteyenler Erdoğan aynı cephede yer alarak bir görev icra etmektedir.

Şunu açıklıkla ifade etmeliyim ki,hangi etnik kimlikte olursa olsun bu coğrafyayı vatanlaştıran Türk milletini yok saymak, devletimizin kurucu iradesini red etmekle Erdoğan siyasi meşruiyetini kaybetmiştir. Bu tam mamadıysa bir işgal zihniyetidir. Bu zihniyet aynı zamanda bölücü bir zihniyet olup, cahiliye devrinin anlayışının tezahürüdür. Bu zihniyeti biz de peygamber efendimizin. Yaptığı gibi ayaklar altına alıyorum.

Bu zihniyetin millet egemenliğini yok saydığı da açıktır. Varlığını ve egemenliğini Türk milletinden alan birinin kaynağını yok sayması düşmanlıktır.

Millet şuurundan yoksun, milliyet düşmanı Erdoğan kalkmış aklınca millet tarifi yapmıştır.
Milliyetçiliği ayaklar altına alan Erdoğan, kalkmış milletin ne olup olmadığını bizlere öğretme cüreti göstermişidir.

Sen kim milleti tarif etmek kim?
Millet mevhumu olmayan, hayatı boyunca milliyetçi düşünceyle savaşan, milliyetçiliği ırkçılık diye yaftalayan biri kalkmış “millet şudur, millet budur” şeklinde ahkam kesiyor.
Önceki gün konuşmasında yeni yeni inciler döktürüyor, Millet kavramı hakkında atıp tutuyor, bakın ne diyor: “ ‘Türk milleti hepsini kavrar’ diyorlar. Hayır, Türk milleti hepsini kavramaz. Millet hepsini kavrar. Millet kavramının içinde ne vardır biliyor musunuz? Türk’ü de vardır, Kürt’ü de vardır, Laz’ı da vardır, Arap’ı da vardır, Çerkez’i de vardır, Gürcüsü de vardır, Boşnak’ı da vardır. Millet kavramı bu kadar geniş bir kavramdır. ”
Bu sözleri duyunca “Bir başbakan kaç Erdoğan” diye boşuna sormadığımızı anlıyoruz.
Çünkü aynı Erdoğan on beş gün önceki bir televizyon programında da şunu demişti“ Şimdi Türk milleti dediğimiz zaman bunun içinde hepsi var, Kürdü, Çerkezi, Lazı…”

Erdoğan’a göre Karadenizliler Türk milletinden değildir, balkanlardan gelenler Türk milletinden değildir, Kafkaslardan gelenler, şeyh şamil destanını yazınlar Türk milletinden değildir. Başbakana göre Doğu’da yaşayanlar, 1000 yıldır kardeşliği ilmik, ilmik örenler Türk milletinden değildir. Başbakan göre Kürtleri Türk birliğinden koparmak isteyenlere karşı duranlar Türk milletinden değildir. Başbakan göre biz Türk milletindeniz diyerek Lord Curzon’a kafa tutan Kürt kökenli kardeşlerimiz Türk milletinden değildir. Başbakan göre kardeş olanlar Türk milletini oluşturmamaktadır.

Başbakana göre kurtuluş savaşını yapan Türk milleti değildir.
Bütün bu sözleri sarf eden kişi Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin töreninde de “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” diyen Erdoğan’dı.
PKK. Ile yapılan görüşmede Şeref ve haysiyetini PKK’ya ipoteklerden Erdoğan, şimdi de namus ve şeref sözü verdiği Türk milletini inkar etmektedir. Bu ifadeler Recep Tayyip EDOĞAN Şeref ve namus sözünü yerine getirmediğini ortaya koymuştur.

Türk milleti tabirinin herkesi kapsamadığı söyleyecek kadar gözü ve aklı dönmüş birinin tek amacının milleti bölmek olduğu açıktır. Eğer Türk milleti tabiri herkesi kapsamıyorsanız o zaman, bölücülük meşru demektir.

Bu zihniyet komünizmin, bölücülüğün yeni bir tezahürüdür. Millet gerçeğini inkar eden halklaar özgürük naraları atan, Kürdistan kurmak istyenlerin kızıl bayrakla PKK paçavrası hayalleri gidenlerin bayraktarlığını bugün Erdoğan yapmaktadır.

Bu kişinin vatanı dünya, Milleti’de insanlıktır. Bu zihniyet milli kuruluşa, cumhuriyete ve milli egemenliğe düşman bir zihniyetin.

Bu nasıl bir ikiyüzlü siyasettir, bu nasıl bir kandırmacadır?
Bir yanda “Türk milleti hepsini kavrar” diyen Erdoğan.
Öbür yanda “Hayır Türk milleti hepsini kavramaz” diyen Erdoğan…
Aslında Erdoğan’ın bu birbirine zıt söylemleri ikiyüzlü siyasetin de en canlı örneği, tarihi bir vesikası…
Şüphesiz ki, bu millet, milliyetçilik kavramını, Türklük kavramını, Türklüğü ağzına almaktan çekinen, Türklük alerjisi olan birinden öğrenecek değil.
Bu millet millet kavramını, her fırsatta kendinin Gürcü, hanımının Arap olduğunu söyleyen ancak Türküm demeyi ırkçılık olarak gören birinden öğrenecek değil.
Bu millet millet kavramını “Milliyetçiliği ayaklar altına alan” birinden öğrenecek değil..
Başbakan bilmelidir ki, “Türklük” kavramı, milliyetçilik kavramı siyasi konjonktüre, siyasi eğilimlere, Türklüğe hakaret edenlerin toplumsal gücüne, taraftarların lobi faaliyetlerine, bölücülerle oturulan müzakere masalarına, AB, ABD ve Ermenilerin isteklerine göre değiştirilecek bir kavram değildir.
Türk milleti dün vardı, bugün var ve yarın da olmaya devam edecek, Erdoğan gibi Türk milleti düşmanlarının bütün tuzaklarına rağmen varlığını sürdürecektir.
Peygamber duasıyla dualanan bu milletin kutlu yürüyüşünü, adını sanını, Malazgirt’te, Kosova’da, Varna’da, Çanakkale’de, Sakarya’da Haçlılar silemedi, Erdoğan gibi BOP’un yeni Lawrensleri, Haçlıların yeni taşöronları da silemeyecektir.
Dün bu millet nasıl “muhafazakar değerlerin” aşağılanmasına karşı çıkmış ve gereken tepkiyi göstermişse, yine aynı şekilde “Türklük” kavramının değersizleştirilmesine, yok sayılmasına aynı tepkiyi gösterecektir.
Türklük kavramını, binlerce yıldır var olan bu kadim kavramı Erdoğan “itibarsızlaştırarak”, “değersizleştirerek”, “yok sayarak”, PKK’nın istekleri doğrlutsunda bir dönüşümü, Yeni Türkiye’yi gerçekleştireceğini sanıyorsa, 28 Şubatçıların, 12 Eylülcülerin durumuna düşecek Türk milleti önünde hesap vereceklerdir.
Çünkü Türklük tıpkı İslam gibi bu topraklarda yaşayan 76 milyonun, herkesin ortak değeridir. Türklüğün aşağılanması, “geleneğin”, “muhafazakar değerlerin”, “milletin değerlerinin” kısacası bu milletin varlığının aşağılanmasıdır. Türk milleti buna müsaade etmez.
” binlerce yıldır var olan, dünyaya nizamat veren, tarih kokan, inanç kokan, din kokan, cesaret kokan, duygu kokan, Cumhuriyet kokan, kadim bu “ortak değer”i Türk milletini ayaklar altına almaya kalkanlar, en kısa sürede kendilerinin ayaklar altına alınacağını görecektir.
Başbakana biz buradan defalarca sorduk yine soruyoruz….
Türklükle alıp veremediğin ne, Türk milleti seni niye rahatsız ediyor?
Kimlere hangi sözleri verdin, kime mahkumsun ki, Türklük kavramından nefret edenleri, Türk milletinin egemenliğine göz dikenleri sevindirmek için “Andımızı” kaldırıyor, Anayasadan Türk milleti kavramını çıkarmaya, Türklüğün izlerini silmeye uğraşıyor, her fırsatta Türklüğü aşağılıyorsun?
Amacın gayri Türk bir Türkiye, adı sanı olmayan bir millet mi yaratmaktır?
Amacın milli değerlerin içini boşaltarak, Türk milletini adını anayasadan silerek, kabaran bölücü etnik iştahlara Türklük kavramını, Türk milletini, tarihimizi, cumhuriyetimizi yem etmek midir?
Bu coğrafyada milli kimliği tasfiye için mi memur edildin?
Türklüğü Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan Haçlı zihniyetini yeniden canlandırmak, Sevr’in emellerini yeniden hortlatmak için mi görevlendirildin?
Türk milletiyle, bu milletin değerleriyle böylesine uğraşmak için kime hangi sözleri verdin, kimlerle hangi pazarlıkları yaptın, çık açıkla?
Bu millete böylesine bir garez duymanın altında yatan travma ne?
Türk milletini yok sayan Başbakana hatırlatmak istiyorum ki, Selçukluyu, Osmanlı’yı kuran irade nasıl ki Türkse, Cumhuriyeti kuran iradede Türk’tür.
Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 Büyük devletin adı nasıl Türk devletiyse, Türkiye Cumhuriyeti de ilelebet Türk devleti olacaktır. Bunu aklından çıkarma.
Cumhuriyeti kuran iradenin Türk milleti olduğunu bil bu iradeyi milli kurtuluş savaşıyla taçlandıran Mustafa Kemal Atatürk bak Türk milleti hakkında ne diyor; Türk milletini etnik unsurlara ayrıştırma çabaları, milletin toplumsal düzenini bozmaya yönelik, bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emellerdir.Atatürk’e göre , Türkler bir ırk ve etnik grup olmaktan ziyade siyasi ve içtimai bir camiadır. Daha önceki devirlerden kalma Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri gibi propagandalar milletin bütünlüğünü bozan kasıtlı yanlış adlandırmalardır ve birkaç düşman aleti mürteci, beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır.

Erdoğan ortak maziyi, kültürü, tarihi ve anlamı red etmektedir.

Milli benliği bulunmayan milletlerin diğer milletlerin avı olur. Bugün Erdoğan milli netliği yok saymak milletimiz başkalarına av olarak hazırlamktadır. Erdoğan Türk milletinin varlığına tuzak kurmuştur. Yabancı emellerin hedefe erişmesi için zemin oluşturmaktadır.

TBMM’nin 1922’de aldığı 308 sayılı kararda, Cumhuriyet’in sahibinin Türk milleti olduğunun
Şunu cumhuriyetin 90. Kuruluş yıldönümünde ifade etmeliyim ki, dün haçlıları Türk düşmanlığını nasıl yok ettiysek, dün bizi bu coğrafyadan silmek isteyenleri nasıl def ettiysek Erdoğan zihniyetini de def edeceğiz. Tarihten ders almayanlara tarihi tekerrür ettirmeyi bu millet bilir. Bu iradeyi kimse değiştiremez. Recep Tayyip Erdoğan değil, yedi düvel gelse sökemez.

Bu noktada Erdoğan’a ve AKP’ye destek veren vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bu zihniyetin amacı ve hedefi sahip olduğumuz ortak değerleri ayrıştırmaktır. Manevi değerlerimizi yozlaştırmaktır. Artık bu safhadan sonra mesele bir siyasi parti rekabetinin ötesindedir. Bizi birbirime bağlayan değerleri bölmek isteyen bu zihniyete karşı tavır alma zamanı gelmiştir. Bu kötülüğü oyumuzla defetmek demokrasinin bize verdiği bir fırsattır. bunkonuda herkesin tavırnalması dini ve milli bir görev haline gelmiştir. Parti tercihleriniz farklı ı olabilir. Ama unutmayalım ki başka millet yoktur başka da devlet yoktur. Ve olmayacaktır. O zaman Türk milletine, kardeşliğe sahip çıkmak her türlü mülâhazanın üstünde olmalıdır. AKP’ye oy veren değerli kardeşlerimizi , milletvekillerinin Erdoğan’ın bu zihniyetine karşı ortak bir tavır almaya davet ediyorum