İmralı’nın sözde “demokratik cumhuriyet” taleplerinin önünü açmak için işbirliği yapanlardan hesap sormaya devam edeceğiz


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, parti olarak Türkiye’nin dayandığı temelleri korumakta kararlı olduklarını söyledi.

Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhuriyet ekseninde yapılan tartışmalar ve bu süreç içerisindeki gelişmelerin, Cumhuriyetin nasıl savunulacağını göstermesi açısından bir mihenk taşı olduğunu söyledi.

 MHP olarak Türkiye’nin dayandığı temelleri korumakta kararlı olduklarını vurgulayan Vural, cumhuriyeti savunmanın Türk milletini savunmak, Türk milletini savunmanın da Cumhuriyeti savunmak olduğunu kaydetti.

MHP’nin, Türk milletinin bölünmez bütünlüğü ekseninde yürüttüğü mücadeleyi her şartta ortaya koyduğunu, bunları savunurken de çoğu kez kendilerine statükocu dendiğini ifade eden Vural, “Kendi partilerinin başına ‘yeni’ ibaresini getirenlerin, Kurtuluş Savaşı’nın ortaya koyduğu statükoyu değiştirme niyetinde olanların, bugün hangi mahfillerde kulaç attığını gayet iyi biliyoruz” dedi.

Cumhuriyeti savunmaya inadına devam edeceklerini bildiren Vural, MHP’ye bu konuda dil uzatanların, “haddini bilmesi” gerektiğini söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın kinayeli bir teşekkür mektubu yayımladığını hatırlatan Vural, şöyle konuştu:

 “Bir takım kinayeli sözlerle MHP’ye dil uzatanlar, herhalde zannediyorum, bir teşekkür mektubu almışlardır. İmralı ve Kandil’in beraber hazırladıkları bu teşekkür mektubunun, zannederim AKP ve CHP’ye gönderilmiş olduğuna ilişkin, bir bilgimiz olduğu açık. Açık bir teşekkür, bu yaptıklarından sonra ‘aynı dağın yeliyiz biz’ diyerek, AKP ve CHP’ye ‘aynı sudan içmişiz’ diyerek bu iki ikizlere gönderilen teşekkür mektubunda muhtemelen şunlar yazıyordur; ‘Kandil’in mesajlarını Meclis’e taşımakta büyük gayret gösterdiğiniz, Oslo sürecini hep canlı tuttuğunuz, İmralı’dan Kandil’e postacılık yaptığınız, yol haritamızı kabul ederek, önderimizin sözde demokratik cumhuriyete ulaşma yolunda gösterdiğiniz mücadele için’ teşekkür ediyoruz, Yedi düvelin Atatürk’e   kabul ettiremedikleri Kürt sorununu sizler kabul ettiniz. Bunun için gerek uluslar arası arenada  gerekse Meclis çatısı altında girişmiş olduğunuz büyük gayretlerinizi takdirle karşılıyoruz.  Milli kurtuluş savaşı sonunda kurulan milli devlet yerine etnisiteye dayalı yönetim taleplerimizi gerçekleştirecek adımlar attığınız, Türkiye Cumhuriyetini bölünmeye adım adım yaklaştırdığınız,  önderimizin “demokratik cumhuriyet” idealine  katkı sağladığınız için teşekkür ediyoruz. Anayasadan “Türk milleti” ifadesini çıkarmak için büyük çaba sarf ettiğiniz, Kürtçe anadilde eğitim, ev hapsi, genel af, akil adamlar, barış konseyi kurulması gibi taleplerimizi millete hazmettirmek için girdiğiniz yarış için teşekkür ediyoruz. 4 parçalı Kürdistan oluşturmak için Sosyalist Enternasyonal ve BOP’da göstermiş olduğunuz üstün hizmetlerden dolayı önderimizin gizli eş başkanları olan  sizlere teşekkür ediyoruz.  “Hakkari’de neden bayrakla dolaşmadın”, “Ben bayrakla dolaşmadım ama  sorumlusu sensin” diyerek girmiş olduğunuz  bayrak polemiğiyle Türk bayrağıyla dolaşmanın cesaret, dolaşamamanın da mazeretinin olduğu bir Türkiye yarattığınız için teşekkür ediyoruz. Bir taraftan önderimizin demokratik cumhuriyeti için yol haritası doğrultusunda adım atarken, diğer taraftan Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete sahip çıkıyormuş gibi yaptığınız kavganız önderimizin ideallerini hazmettirilmesi için önemli bir araç olmuştur. Cumhuriyet kutlamalarının bir tarafından tutup, cumhuriyeti tartıştırarak yaptıklarınızın üstünü örten derin operasyonunuzdan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz.  AKP’nin kongresinde bizleri Kandil’de besleyen Barzani’nin onur konuğu olması, AKP yöneticilerinin  siyasi uzantımız olan partinin düzenlediği kongrede ayakta bizim marşımızı okumaları,  CHP’li yöneticilerin katıldığı  siyasi uzantımız  olan partinin  kongresinde  Atatürk’ün resminin örtülmesi ve üzerine önderimizin resminin asılması görüntülerini  yaşattığınız için sizlere teşekkür ediyoruz. Bizi siyasi muhatap olarak gören,  hatta  seçimlere girmemizi isteyen AKP’li yöneticilere, önderimize dönük tecritin kalkması gerektiğini söyleyen CHP’li yöneticilere teşekkür ediyoruz.   Cumhuriyeti kuranların katliamcı olduğunu Dersim’de ifade ettiğiniz için herikinize de teşekkür ediyoruz.  Atatürk’ün başkenti Ankara’yerine Diyarbakır başkent olacaktır diyen belediyebaşkanımızı ziyaretinizden dolayı teşekkür ediyoruz.  Önderimizin “demokratik cumuhuriyet”ini özümsemiş sizin gibi siyasetçiler oldukça amacımıza ulaşmakta zorlanmayacağız. Bu nedenle gerek AKP gerekse CHP’nin bölücü taleplerimize göstermiş oldukları ilgi ve alakalarından dolayı minnettarız.  …” şeklinde bir mektup almışsınızdır.

“Evet, Olsa olsa böyle bir kutlama mesajı almıştır bunlar” diyen Vural, kendilerinin inadına Türk milletini, inadına milli ve üniter devleti, inadına başkent Ankara’yı savunmaya devam edeceğini söyledi.

  Vural, “Cumhuriyet kutlamaları ekseninde kayıkçı kavgası yapan bu AKP ve CHP, sözde terörist başının, sözde demokratik cumhuriyet adı altında yol haritasını bu milletimize hazmettirmek için giriştiği bu çabaları deşifre etmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetin içini boşaltmaya çalışan bu iki zihniyeti de deşifre etmeye kararlıyız. Cumhuriyeti dönüştüremeyecekler” dedi.

-“İMRALI’NIN SÖZDE DEMOKRATİK CUMHURİYET TALEPLERİ İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYOR”-

  Tablet bilgisayarından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Hakkari’de Türk bayrağı ile dolaşma” konusundaki açıklamalarını dinleten Vural, şöyle konuştu: “Şunlara bakın; tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Biri Türk coğrafyasında Türk bayrağıyla dolaşmayı cesaret, bir diğeri de orada bayraksız dolaşmasına mazeret arıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu nasıl bir zihniyettir? Sende o bayrağı taşıyacak yürek yok mu sayın Başbakan. Sende o bayrağı dikecek yürek yok mu? O bayrağı orada bazıları tahrik olmasın diye indiren sizsiniz. Egemenliktir bayrak. Böyle yaklaşımlar maalesef bayrağımızı tartışmalı hale getiriyor. BOP’un ve Sosyalist Enternasyonal’in istekleri doğrultusunda Türkiye’yi dönüştürmek istiyorlar, ikisini de şikayet ediyorum. Cumhuriyeti kuranların kemikleri sızlıyor, ruhu inciniyor.”

 “Al birini vur ötekisine” diyen Vural, “Bu ikisi de İmralı’nın sözde demokratik cumhuriyet taleplerinin önünü açmak için işbirliği yapıyorlar” dedi.

-“BİZ MAJESTE FALAN TANIMAYIZ”-

“CHP Grup başkanvekili majeste diyor, majeste falan bilmeyiz” diyen Vural, “Bizim halktan kopuk batı özentili bir dilimiz yok. Biz majeste falan tanımayız, Türk milleti tanırız. Biz şeflere karşıyız. Millete tepeden bakan, bunları olsa olsa monşerler bilir” diye konuştu.

  -Kılıçdaroğlu, gaflar padişahı-

Tarhan’ın, dünkü açıklamasında Bahçeli ile ilgili bölüme de tepki gösteren Vural, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “gaflardan” örnekler verdi. Kılıçdaroğlu’nun Lefter’i kaleci, Mersin’i Güneydoğu Anadolu Bölgesi illeri arasında saydığını, referandumda ise oy kullanamadığını hatırlatan Vural, Kılıçdaroğlu’nun “Gaflar padişahı” olduğunu savundu.

 -“2. CUMHURİYET KURMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ”-

“Partisinin değişmesi ve dönüştürülmesiyle başına yeni koyanların cumhuriyetimizin kurduğu temel değerlerden uzaklaştırarak 2. Cumhuriyet kurmalarına izin vermeyeceğiz” diyen Vural, “İsterse bu parti kendisini cumhuriyetin kurucusu ilan etsin. İsterse bu parti Türkiye’yi 10 yıldır yöneten bir parti olsun. Birilerinin yaptığı gibi yeni Türkiye, yeni Cumhuriyet demek suretiyle millet egemenliğine dayalı Türk milletinin kurduğu bu cumhuriyeti dönüştüremeyeceklerdir” dedi.

-ERKEN YEREL SEÇİM-

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Vural, “Yerel seçimin erkene alınmasına ilişkin görüşme maratonu vardı, ne oldu?” sorusuna, “Şu anda onunla ilgili bir irade söz konusu değil. Seçimlerin erkene alınmasıyla ilgili bir konu şu anda gündemde söz konusu değil” dedi.

“Cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili yorumunuz nedir, açlık grevini yapanların aileleri bugün Meclis’te bir görüşme gerçekleştirdi” sorusuna Vural, “AKP ile CHP’yle görüşmüşlerdir. Bundan dolayı da bir teşekkürü hak ediyor bunlar. Zannederim AKP ve CHP beraber birlikte Kandil’e de İmralı’ya da giderler.