İrade olmadan, güvelik olmaz, Başbakanın böyle bir iradesi yok


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün partisinin grup toplantısında İç Güvenlik Paketi ile ilgili açıklamalarına değindi.

Başbakan Davutoğlu’nun “6-7 Ekim olaylarından sonra paketi hazırladık. Güvenlik olmadan emniyet olmaz” ifadelerini eleştiren Vural, “Güvenlik olmadan, emniyet olmazmış. Yani güvenlik olmadan güvenlik olmaz bu mantığa göre. TDK’ye bakıyorsun ’emniyet’ nedir? ‘Güvenlik’ demektir. Güvenlik olmadan zaten güvenlik olmaz. Ey Başbakan ama irade olmadan güvenlik olmaz. Önce iraden olacak senin” değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan’ın bu sözleriyle Türkiye’de bir güvenliğin olmadığını da itiraf ettiğini savunan Vural, “Molotofkokteyler, yüzüne maske takan teröristler ve bunlara ilişkin alınacak tedbirler 6-7 Ekim olaylarından önce yok muydu, bunlarla ilgili yasalar yok muydu?” diye sordu.

Mevcut yasalar dikkate alındığında terörle mücadelenin yanında şiddetle mücadele etmek içinde imkan olduğunu ifade eden Vural, şöyle devam etti:

“İç Güvenlik Paketi için Kobani olaylarını bahane eden Davutoğlu’na sesleniyorum, mevcut yasalar suçları cezalandırmak, teröristleri derdest etmek için yeterlidir. Ama bunları uygulayacak hükümet yetersizdir. Davutoğlu basiretsiz ve acz içindedir. Paketin terör ve şiddetle mücadele amacıyla hazırlanmadığı açıktır. Bu keyfi bir OHAL yasasıdır. Bu yasa terör örgütüne OHAL değil, millete OHAL yasasıdır. Terör örgütüyle müzakere edenler, milletiyle mücadele için yasa çıkarıyorlar. Terör örgütüne taviz, millete taciz yasası çıkarıyorlar bunlar. Mevcut yasaları uygulayınız, terörle, şiddetle mücadele ediniz, müzakere etmeyiniz.

Bu pakette iktidarın amacı başkadır. Maksat korku devleti kurmak, kendine muhalif unsurları polis devleti marifetiyle sindirmektir. Başbakan ve hükümet yetkilileri millete doğru konuşmuyor. Ekrana çıkıp millete utanmadan, sıkılmadan yalan söylüyor. Bu yalanları yandaş medya da pazarlayıp duruyor.”

Başbakan’ın ayrıca “pakete karşı çıkanların kaos istediği” şeklinde bir ifadesi bulunduğunu belirten Vural, “Kendisi gibi unutkan zannediyor. Kaos isteyen kimmiş öğrendin mi? Senin masada birlikte kucağına oturduğun teröristbaşı” diye konuştu.

Başbakan’ın paketi savunurken “Molotof kokteyle genç kızlar yanarak can verecek biz susacak mıyız?” dediğini ifade eden Vural, şunları söyledi:

“Bugüne kadar sustun demek ki, Serap yakılırken sustun demek ki. Hesabı sormak mı istiyorsun, ilk önce senin için milletvekili adaylığına başvuran müsteşarına bir sor bakalım. Serabı acaba kimler yaktı? KCK örgütünü kimler kurdu? Erdoğan ve Davutoğlu’na rağmen aday olan gerçekten bırakın Serap’ı yakanları bulmayı herhalde ikisini de yakacak büyük kozları vardır.

Sır küpü MİT Müsteşarı’nın elindeki kozlar nelerdir? Hangi kayıtlar elindedir. Erdoğan ve Davutoğlu’na rağmen aday olmasının arkasında bu kayıtlar mı vardır? Bu kişinin adaylığı AKP’yi niye bu kadar sarsmıştır? Bu dönemde birçok meçhul olay vardır. Bunların hesabı sorulacak. Kimse dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmayacak ister sarayda otursun, ister başka yerde olsun. Dinleme ve fişlemelerin hesabı sorulacak. Balgat’tan bahsedenler elbette hesap verecek. Devleti istihbarat tuzağına düşürenler hesap verecek. Sır küpü de bu sırlar da açığa çıkacaktır. Sır küpü çatlayacaktır. Bu sır küpünün, bu kara kutunun içinde neler vardır?”

Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Şubat 2015’te Hakan Fidan’ın adaylığıyla ilgili açıklamasını cep telefonundan izleterek, “…Deşifre ediyor, kendine ve Başbakan’a saygısızlık yapıyor. Bunlardan devlete, millete hayır gelmez. Ne dedikleri, ne zaman duracakları belli değil. Sır küpünün çatlayacağından korkuyorlar” dedi.

Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Fidan’ın adaylığına ilişkin açıklamasını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Fidan’ın yorulduğuna” ilişkin ifadesini eleştirdi. Vural, “Bu sözler bu makamların artık bürokratik oligarşik yapının temsilcisi olduğunu ortaya koymuşlar. Milletvekilliği yan gelip yatma yeri, TBMM’de dinlenme tesisi değildir. Şu rezalete bakın. ‘Millet iradesini temsil edenler israf olmuş kişilerdir’ diyor. Milletin vekili, milletin seçtiği milletvekilleri sarf malzemesi mi? Yorulmuşmuş. Sır küpünü dinlendirmeyi o kadar istiyorsan emekli edersin olur biter” diye konuştu.

Vural, gazetecilerin, AK Parti’den aday olmak için bürokraside çok yoğun bir istifa yaşandığını belirtmesi üzerine, şunları kaydetti:

“Özellikle AK Parti’den aday olmak isteyen birçok bürokrat var. Bu da bir parti devleti anlayışını ön plana getiriyor. Milletle rabıtasını kesenlerin bürokratik oligarşik devleti güçlendirmeye doğru gittiklerinin göstergesi olarak görüyorum. Dokunulmazlık zırhına sahip olmak gibi bir arayışta var. Yani bu artık AKP iktidarının sona erdiğini de gösteren önemli bir göstergedir. Artık devleti yönetme iradesine sahip olmayacaklar. Bürokraside bu dokunulmazlık arayışı üstelik kendilerine dokunacağımız kimselerin dokunulmazlık arayışı bundan sonraki dönem içerisinde Türkiye’yi yönetecek bir AKP iktidarının olmayacağını da ve güven kalmadığını da açıkça ortaya koymuştur.”