Kafa kopartırız, baş kopartırız diyenler yüce divan oylaması günü ne yapacaklar?


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında dört eski bakan hakkındaki Meclis Soruşturma Komisyonu’nun bugün yapacağı oylamayla ilgili, “Milletvekilleri, Meclis iradesinin aklama ya da karalama yeri olmadığını, kararın Yüce Divan tarafından verilmesini temin etmelidir” dedi. 

Vural, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonunun, dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmeyeceği konusunda bugün önemli bir karar vereceğini söyledi. 

Komisyonun 22 Aralık’ta yapması gereken oylamanın bugüne kalmasının milletvekilleri üzerinde baskı ve tehdit oluşturulduğunun açık göstergesi olduğunu savunan Vural, “Milletvekilleri, Meclis iradesinin aklama ya da karalama yeri olmadığını, kararın Yüce Divan tarafından verilmesini temin etmelidir” diye konuştu. 

Hukuk sisteminin böyle çalışması gerektiğini vurgulayan Vural, böylece sürecin siyasileşmeden, yargısal süreç olarak değerlendirileceğini ifade etti. 

Oylamanın, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümetinin yolsuzluk konusunda kararlı olup olmadığını ortaya koyacağını da dile getiren Vural, “Kafa kopartırız, baş kopartırız derken, bakalım soruşturma komisyonunda bu iradeyi kullananın başı mı, kolu mu kopartılacak, yoksa hukuk mu çalıştırılacak. AKP milletvekilleri, umarım Sayın Davutoğlu’nun iradesi doğrultusunda oy kullanır” dedi. 

Vural, Yüce Divan’ı darbe yeri olarak gören, komisyonun iradesini darbe girişimi olarak nitelendiren garabetle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Üyelerini kendilerinin atadığı mahkemeye bile güvenmeyen zihniyetle karşı karşıyayız” diye konuştu. 

Gazetelerde “Sağlam İrade Cumhur’un Başında” başlığıyla yayınlanan Sivil Dayanışma Platformu’nun ilanını da eleştiren Vural, şöyle devam etti: 

“Sivil Dayanışma Platformu adı altında gazete ilanlarıyla Meclis iradesini, milletvekillerini tehdit ediyorlar. Anayasa Mahkemesi’ni darbe girişimini sonuçlandırma yeri olarak görüyorlar. Bu hukuk düzenine, millet egemenliğine dayalı parlamenter sisteme tehdittir. Bu, egemenliğin kişilere bırakılmasını isteyen zihniyetin tezahürüdür. Bu ne rezalettir? Böyle bir ilan nasıl verilebilir, nasıl yayınlanabilir? 

Parası olanların ilanla millet egemenliğini gasp edemeyeceğini bilmeleri gerekir. Meclis’in soruşturmayla ilgili kararını nasıl darbe olarak nitelendirirsiniz? Bürokratik, rüşvetçi oligarşinin devam etmesini istiyorsunuz. Soruşturma önergesine imza verenler AKP’li milletvekilleri, oy veren TBMM. Siz bu iradeyi darbe girişimi olarak nitelendirebilir misiniz? TBMM’de milletvekillerinin iradesini darbe girişimi olarak nitelendirenler, demokrasi, hukuk devleti ve sivil dünyayla ilişkisini kesmiş postalsız askerlerdir, üniformasız askerlerdir. İradelerini bir kişiye bağlamış, toplumla ilişkisini kesmiş cuntacı yaklaşımın tezahürüdür. Milletvekilleri gazete ilanlarıyla baskı ve tehdit altına alınamaz. Bu ilan Türk demokrasisi ve hukuk devleti için utanç vericidir, tehdittir.” 

Oktay Vural, Anayasa Mahkemesi ve TBMM’nin, ilanı verenler ve yayınlayanlar hakkında Anayasal düzeni tehdit ettikleri, TBMM’yi tahkir ve tezyif ettikleri için gerekli işlemi yapması gerektiğini söyleyerek, “Herkesi hukuka, milletvekillerinin iradesine sahip çıkmaya çağırıyorum” dedi. 

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, komisyondan Yüce Divan’a sevketmeme kararı çıkması halinde Genel Kurul’da önerge verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine, komisyonun raporunu beklediklerini, rapor doğrultusunda ortaya çıkan delil durumuna göre önerge getireceklerini söyledi. 

Vural, İçişleri Bakanlığı’nın geçen Kasım ayında yayımlanan genelgesi üzerine üniversite öğrencilerinin takip edilmeye başlandığının ifade edilmesi üzerine, “Bu hükümet hepimizi fişledi, dinliyor. Vatandaşlarını tehdit ve düşman olarak gören hükümetle karşı karşıyayız” diye konuştu. 

Bu arada Vural, komisyonun oylama yapacağı bugün gazetelerde tam sayfa yayınlanan ilanın TBMM’nin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği, milli irade, milli egemenlik ve milletvekillerinin iradesine yönelik tehdit ve baskı içerdiği iddiasıyla, ilanı verenler hakkında suç duyurusunda bulunulması için TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yazılı başvuruda bulund