MHP’nin yükselişi, Başbakan Erdoğan’ı çileden çıkararak daha da saldırgınlaştırmıştır


“Seçim sonuçları şunu ortaya koymuştur ki Başbakan Erdoğan’ın siyaseti iflas etmiştir. AKP’ye oy vermiş vatandaşlar, artık oylarını geri çekmeye başlamıştır”
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, seçim sonuçlarının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasetinin iflas ettiğini ortaya koyduğunu ileri sürerek, “AKP’ye oy vermiş vatandaşlar, artık oylarını geri çekmeye başlamıştır” dedi.

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının Türk demokrasisi ve milli iradeye yönelik olduğunu belirtti.

AK Parti grup toplantısının şov haline geldiğini savunan Vural, “TBMM’nin önünü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, haşmetmahap hazretlerinin serencam eylediği alan haline getiriliyor. Böyle rezaletlere Meclis Başkanı nasıl göz yumuyor? Burası miting alanı değil. Ne yapalım, biz de getirelim insanları Meclis’in önüne yığalım, sloganlar mı attıralım? Toplumun tepesinde bunları cesaretlendirici adım atılırsa, öfke dilini siyaset tarzı olarak sunarsa, birileri de bunu uygulamaya kalkar. Sayın Erdoğan değil miydi, tekme tokat atıldığında ‘birileri bu sözlerden tahrik edilmiş olabilir’ diye bunu mazur gösteren kendisi değil miydi? Bu kutuplaştırıcı siyaset anlayışı, insanları birbirine düşman kılmak suretiyle kendisini koruma alanı içine çekmek istemektedir. Vatandaşlarımız bu tahriklere gelmemeli. Bu bir oyundur, tuzaktır” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın dün grup konuşmasını “hem kel, hem fodul” olarak tanımlayan Vural, kendisinde değişen bir şey olmadığını savundu. “Eski hamam, eski tas….Vatandaşın kendisinden uzaklaştığını gördükçe daha fazla azıyor” diyen Vural, Erdoğan’ın seçim boyunca sergilediği ötekileştirme, iftira atma, aşağılama, çarpıtma, öfke ve nefret dilini ısrarla sürdürdüğünü ifade etti.

Vural, “Başbakan kavga edecek kimseyi bulamazsa Arınç, Cumhurbaşkanı ile kavga ediyor, bulamazsa kendisiyle kavga edecek kadar kendisini kaybetmiş bir Başbakan. Bunu Cumhurbaşkanlığı seçimi boyunca da sürdürecektir. Dünkü tablo, Başbakan Erdoğan’dan neden Cumhurbaşkanı olamayacağını gayet açık ve net ortaya koymuştur. MHP’nin yükselişinden kudurmuş, asıl kimin ağzından neler aktığı belli oluyor, köpükler saçarak koşuyor. Erdoğan gittikçe çirkefleşiyor. Yazıklar olsun. Sen Türkiye’nin başına getirilmiş fitne fesatsın, milletin barışını dinamitleyen fitnesin. Sana oy veren insanlar ile diğerlerini birbirine düşman kılıp, bunun üzerinden siyaset devşiren bedbahtsın. Başbakan’ı bu kadar kudurtan, saldırganlaştıran ne? MHP’nin, iktidarına tek alternatif olması mı?” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan’dan Cumhurbaşkan olamayacağını ileri süren Vural, “kendisinin ve oğlu Bilal’in istiklalini düşündüğünü” ileri sürdü. “Hain arıyorsan aynaya bak” diyen Vural, 4 eski bakanla ilgili iddialara değindi ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin rüşvet ve yolsuzluk çetesine teslim olduğunu” iddia etti.

Vural, Başbakan Erdoğan’ın seçim sonrasında yaptığı balkon konuşmasında yanında yer alanlara bakıldığında kimlerle yürüdüğünün görüleceğini belirterek, şöyle konuştu:

“AKP Genel Merkez balkonunu, hırsızların, yolsuzların geçit töreni haline getiren Erdoğan’ı ve AKP iktidarını bu millet, hep o görüntüyle hatırlayacaktır. Balkon, rüşvetçiler, hırsızlar. Milletimizin manevi değeri ve diniyle alay edenlerin geçit töreni yaptırılmıştır. Bu tabloda tek eksik, AKP siyasetinin finansörü, Bakanlar Kurulu’nu rüşvete boğan Rıza Sarraf’tır. Yasin el Kadı ve Usame Kutub, herhalde yurt dışında olduğu için aile fotoğrafında bulunamamıştır. Milletin değerleriyle dalga geçen, rüşvetçilerin önüne yatan bakanlarıyla, paraları sıfırlayan ailesiyle balkonda verdiği o mutlu aile tablo görüntüsü, milletin beynine çivi gibi saplanmış, bir daha bu tabloyu unutmamak üzere hafızasına kazımıştır. Bu bir rezalet tablosudur, kime değer verdiğini ortaya koymuştur. Hukuka, adalete, helale meydan okuyan o görüntüyü illetimiz unutmayacaktır. Seçim gecesi verdiği o görüntüyle, o konuşmayla öyle bir kepazeliğe imza attı ki dünkü grup konuşmasını bunu meşrulaştırmaya ayırmak zorunda kaldı. Erdoğan bilmelidir ki biz balkonlarda hırsızlarla, uğursuzlarla, milletin kutsalıyla dalga geçenlerle gövde gösterisi yapacak kadar şuurumuzu, izanımızı, ahlakımızı, edebimizi yitirmedik. Seçim sonuçları şunu ortaya koymuştur ki Başbakan Erdoğan’ın siyaseti iflas etmiştir. AKP’ye oy vermiş vatandaşlar, artık oylarını geri çekmeye başlamıştır.”

Vural, Erdoğan’ın sapla samanı, elma ile armudu birbirine karıştırdığını ifade ederek, “51 ildeki il genel meclisi oy oranlarını alıyorsun da niye 30 büyükşehirdeki ilçelerin belediye meclis üyeliklerini almıyorsun? Ne yaparsan yap bu seçimde 2 milyan 170 bin vatandaş, sana oy vermekten çekildi, artık seni desteklemiyor” dedi.

Seçim sonuçlarından başta Erdoğan olmak üzere herkesin ders alması gereğini vurgulayan Vural, MHP olarak oylarını 2 milyon 300-400 bin artırdıklarını, CHP’de 300 bin artışla yerinde saydığını söyledi. Milletin izlediği politika nedeniyle MHP’yi desteklediğini savunan Vural, rüşvet ve yolsuzluk, PKK ile girdiği işbirilği nedeniyle iktidardan desteğini çektiğini söyledi. Vatandaşların MHP’nin iktidara gelmesi noktasında eğilim ortaya koyduğunu belirten Vural, seçmenin yüzde 56,5’inin “hükümetin rüşvet ve yolsuzluğa battığını” ifade ettiğini savundu.

Vural, yarın TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile yapacakları toplantıda öneri sunup sunmayacakları sorusuna, “Başbakan ağzını kapatsa iyi olacak. Meclis’in içinde kan dökülürken, milletvekilleri tekme tokat saldırılmasına ne diyeceğiz. Güvenlik zafiyetini ortadan kaldırmak için hukuka sahip çıkacaksınız. Meclis Başkanı’na müracaat ettik yazı yazdık. Ne oldu? Sorunu vatandaşta bulmayalım. Sorunun kaynağı milleti birbirine düşman kılan, hakaret eden, hukuku ayaklar altına alan siyaset anlayışıdır. Bu siyaset anlayışının kendini gözden geçirmesi gerekir. TBMM’yi millete kapatmak da olmaz. Zaten her tarafta kameralar var. Mesele Türkiye’de otorite olmaması, zorbalığın hakim olmasıdır. Meclis’te tedbirler alınabilir, bunlar mikro konulardır. Türkiye’de genel bir sıkıntı var. Bu, onun bir yansımasıdır” karşılığını verd