Nezaket


Covid testi pozitif çıkan Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan ve eşine çok geçmiş olsun. Allah şifalar versin.
Bu rahatsızlık sonrası siyasi parti liderlerin nazik geçmiş olsun mesajları ve cevaplar “Soluduğumuz havanın, bizi boğacak kadar güvensizlikle kirlendiği” bir ortamda adeta bir nefes siyasi sıhhat gibi yorumlandı. Acaba gerginleşen ve kutuplaşan siyasette yeni bir dönem başlar mı diye yorumlar yapıldı.
Mevcut siyasi ortamımızda nezaket arayışında bu eğilim sürdürülemez mi? Maalesef bu nezaketi bile hazmedemeyenler oldu. Bir sağlık konusunda bile siyasi pozisyon oluşturanlar bundan medet olanlar oldu… İnsanların, medeni kısıtlamanın sadece etkisiz ve gereksiz olduğunu değil, aynı zamanda aktivizmin karşı aktivizmle karşılanması gerektiğini söyledikleri sık sık duyuluyor.
Bu ses her cepheden geliyor. İnsanlar, bazı konular o kadar önemlidir ki, şu veya bu belirli savaşı kazanana kadar nezaketi askıya almalıyız diye düşündürülüyor. Hatta “nezaket” savaş zamanında zafiyet oluşturur. Adeta tek taraflı silahsızlanma olarak nitelendirebiliyor. Ve maalesef mevcut kutuplaşan ortam adeta “hapislerin” ikilemi oyununda olduğu gibi adeta zorunu bir kural olarak algılanıyor.
Böyle olunca hakaret, suçlayıcı, kaba sözleri ifade edenler bile dışlanamıyor.
Nezaketi askıya almanın sorunu, muhtemelen savaş bittikten sonra hepimizin buralarda olacağımızdır. Taraflardan biri kazandığında ne olur? Kazanmak için kullanılan taktikler zaferi değerli kılacak mı?
Kazananlar nezaketi geri mi getirecekler, yoksa yanlış fikirlere sahip olan kaybedenlerin hükmedilmeye ve boyun eğmeye zorlanması gerektiğine mi karar verecekler?
Nezaket, kazanan ve kaybedenle oynanan bir oyun değildir.
Öfke ve hüsranla söylenenler unutulmayacak ve tüm katılımcılar birlikte yaşamalıdır. Hakaretler genellikle savaşı aşar ve başka yollarla bağlantı kurma ihtimalini ortadan kaldırarak topluluğu zehirler. Güvenilirliği zedeler.
Sorunların temelinde de güven toplumu krizi vardır.
Dijital platformlarda anonimliğe rağmen, hala sosyal iletişim ve arkadaşlık gerektiren varlıklarız. Politik olarak kutuplaşmış olsak da, gerçekte ne düşündüğümüzü ve görüşlerimizi nerede ve nasıl denetleyebileceğimizi anlamaya yardımcı olacak eğitim ve konuşmaya hala ihtiyaç var.
En azından nezaket, dinlemeye, düşünmeye, yeni konumlara yönlendirilmeye, şüpheden fayda sağlamaya, kendi kendini geri çekmeye, başkalarına öncelik vermeye istekli olmamızı ister. Saldırı karşısında cesur ve gözü kara bir kişilik sunsak bile, hepimiz bazılarının sevgisini ve saygısını arzuluyoruz. Nezaket, bunların elde edilmesinde çok önemli bir rol oynar ve özellikle derin anlaşmazlık ve siyasi savaşların olduğu zamanlarda bu fark edilip geliştirmeli.
İbni Haldun’un ifadesiyle “İnsan alışkanlıklarının çocuğudur. Neye alışırsa doğru ve doğal olan ona oymuş gibi gelir.”
Ve eğer kültür açıkça medeni olmayan alışkanlıklar üzerine şekillenirse o zaman kaba bir insan değil, kabalığı bir erdem olarak anlayan kitlelerimiz var demektir.
Bu insanlar duygular temelinde hareket ederler. Aynı fikirde olmayanlar, meşru alternatif görüşlere sahip insanlar değil, düşmandır. Şimdi bu tür insanlara itidal, hürmet, sabır ve titizlik alışkanlıklarını nasıl öğreteceğiz?
Nezaket teoride güzel ama pratikte nasıl bir ortamda işler?
Daha önce ifade ettiğim gibi savaş ortamında nezaket zafiyet olarak nitelendirilir. Adeta tek taraflı silahsızlanma… Bu bakımdan ortam çok önemlidir. Nezaketi dışlayan oyundan nasıl çıkılabilir. Siyaset sahnesindeki oyunun genel kuralına her oyuncunun uyması nasıl sağlanacak? Sadece bu kurala, değere uyum konusunda bir söylem kafi değildir. Eğer taraflardan biri böyle bir kurala uymazsa diğerinin zafiyeti olarak algılanır. Böyle olunca da sürdürülebilir olmaz. Bu bakımdan “hapislerin ikilemi” oyununda tarafların bu değeri benimsemesi önemlidir.
Nezaket, siyasetin hedefleri ve işleyen bir siyasi topluluk hakkında geniş bir mutabakat olduğunda işe yarar. Temel ilke ve değerler üzerinde anlaşma, farklılıkların çözülmesine izin verir.
Nezaket “kamu bilinci, karşılıklılık ve şeffaflık” gerektirir. Çoğulcu demokrasinin sürdürülmesi için temeldir.
Politikaların uygulanmasında kontrol ve denge sistemi ve kuvvetler ayrılığı sistemi göz önüne alındığında, özellikle nezaket ihtiyacını doğurur.
“Temel demokratik taahhütle bağdaşmayan” ve “Irkçı, cinsiyetçi ve ayrımcı” görüşlerin “mantıksız” savunucuları nezaket gerektirmez.
Nezaket, farklılıklar ve anlaşmazlıklar karşısında sosyal etkileşimi ve işbirliğini kolaylaştırmak için sosyal gerilimi hafifleten bir tür siyasi arkadaşlıktır. Nezaket aynı zamanda sosyal angajman yoluyla başka bir kişiye bir tür haysiyet sağlar.
Yanlış yolda olanları eleştirmek, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ortaya koymak zorunlu olmakla birlikte; inancımızda bunu hakaret, sövüp sayma gibi hilim, edep ve nezaket kurallarıyla bağdaştırılması mümkün olmayan bir üslûpla yapmak câiz değildir.
“Sevginin dürüst ve erdemli davranışlarla varoluşu” ve “Güzel bir söz, kökü sağlam ve sabit, dalları gökte güzel bir ağaç gibidir. Meyvesini verir.Kötü bir söz ise, kökü koparılmış, ayakta durma imkanı olmayan, dayanaksız kötü bir ağaca benzer.” acaba yeterli mesaj değil mi?

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir