Ben önceki günkü basın toplantımda Davutoğlu’nun “Bonzai ve diğer uyuşturucu işi yapanlar terör muamelesi görecekler. Her biri birer teröristtir.” Sözlerine karşılık “Allah aşkına bugüne kadar AKP hükümeti teröristlere ne muamelesi yaptı da uyuşturucu işi yapanlara terörist muamelesi yapacak? Sorusunu sormuş ve “PKK’lı Teröristleri aktivist, barış güvercini yapan AKP, bu kafayla Uyuşturucu işinde olanlara da şifacı muamelesi yapar.” Tespitini yapmıştım.
Evet teröristleri davulla zurnayla karşılayanlar sizce bonzaicilere nasıl bir muamele yaparlar?
Dünkü Gazete manşetlerini okuyan, Teröristbaşına sekreterya kurulacağını, yalnızlığına son verileceğini, ziyarete giden heyete Kandil’den teröristlerini de katılacağını duyan bonzaiciler herhalde bayram ediyorlardır.
Sadece gazete manşetleri değil, AKP hükümetinin sözcüsü de, benim dünkü sorduğum bu soru ve tespiti doğrulamakta gecikmedi.
AKP hükümeti bonzaicileri terörist ilan etmeyi bırakın, teröristbaşının yalnızlığına son vermenin derdine düşmüştür.
Açıklamaları dönemin başbakanı tarafından sürekli yalanlanan, özgül ağırlığı her fırsatta pas pas edilen hükümet sözcüsü bu konuda bakın ne diyor: “Öcalan “ben burada yalnızım” diyor. Süreç devam ettikçe ne karar aldığınızı takip etmem lazım” diyor. Bu haksız bir talep değil bana göre. Bir insan bu kadar yaşa gelmiş 17 senedir cezaevinde…benim birkaç kişiye ihtiyacım var demişse bunu Adalet Bakanlığımız karşılayacaktır.”
Böylece biz Arınç’ın başka bir görevini daha öğrenmiş olduk. Arınç’ın bakanlar kurulu sözcülüğü görevinin yanında Öcalan’ın taleplerini “Makul “ bulma görevi de varmış
Arınç, Öcalan’ın 17 yıllık yalnızlığından büyük müteessir olmuş, belki de kim bilir bu üzüntüyle geceleri gizli gizli ağlıyordur.
Ağlamadan sorumlu başbakan yardımcısı, Öcalan’ın yalnızlığına bu kadar üzülmesin, kendisi üç dönem sonunda emekliliğe ayrılacak, Adalet Bakanlığı onu Öcalan’ın sekreterliğine versin bu üzüntü son bulsun.
Böylece Öcalan’ın 17 yıllık yalnızlığını da gidermiş olur.
Şimdi hapsanedeki mahkumlar da bizim öcalan’dan ne eksiğimiz var, Öcalan’ınki can da bizimkisi patlıcan mı derlerse haksızlar mı?
Arınç’a soruyorum; ÖCALAN haklı ise haksız olan kim? Şehitler mi? Gaziler mi, bu toprak için canını verenler, kanını verenler mi?
Arınç’a diyorum ki, teröristbaşına sekreterya yetmez, 17 yıllık yalnızlığına son vermek için yakında siz tahsis ettiğiniz bir villa da onu dünyaevine de sokarsınız.
Belki de Arınç bu üzüntüyle, nikah şahitliğini kimseye kaptırmaz.