MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, yeni eğitim-öğretim döneminin mutsuz öğrencilerin ve umutsuz öğretmenlerin oluşturduğu bir tabloyla başlayacağını söyledi. Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, yeni eğitim döneminin sorunlarına değindi. Eğitim sistemine ”bir gece kondu, bir butik devlet” anlayışı ile yaklaşılmaya başlandığını öne süren Vural, şöyle devam etti: ”Bu tablo, mutsuz öğrencilerin ve mutsuz öğretmenlerin oluşturduğu bir eğitim tablosuna dönüşüyor. 60 ve 72 aylık çocuklar ailelerinden kopartılıyor, okul disiplinine alınıyor. Herkes bunun pedagojik yanlış olduğunu ifade ediyor. Bunları parçalayan bir Milli Eğitim Bakanı ve AKP’nin eğitim sistemi. Çözüm olarak da ’rapor alın’ diyerek çocukların fişlenmesi ve bu çocukların toplumdan dışlanmasına kadar gidecek bir sürecin ilk düğmesini yanlış ilikliyorlar. Yazık, günah. Bu çocukların geleceği ne olacak? Hesapsız kitapsız bir eğitim sistemi oluşturdukları ortada. Öğrencisi mutsuz, öğretmeni umutsuz, velisi endişeli bir eğitim hayatını zorla dayatıyorlar.” Gazetecilere, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ailenin önemine ilişkin yaptığı bir konuşmadan video izleten Vural, şöyle devam etti: ”Ancak doktor raporuyla çocuklar aileleriyle birleşebilecek. Öğretmenler ise çocuklarıyla maalesef birleşemeyecek bir konuma getiriliyor. Tavsiye olarak da ücretsiz izin alsın diyorlar. Birisine doktor raporu, diğerine ücretsiz izin alsın diyorlar. Ey insafsızlar. Bu aile, bu ücretsiz izni aldığı zaman nasıl geçinecek. Vicdana, insafa ve izana sığmayan bir anlayışla, materyalist bir zihniyetle bunu öğretmenlere öneriyorlar. Maalesef binlerce kilometre öteden bir evliliği yürütmek, internet başında çocuğuna mama yedirmek, onları yalnızca bayramlarda koklamak öğretmenlerin yaşadığı acı gerçekler olmuştur. Hepimizin yüreğini burkan bu parçalanmış öğretmen ailelerinin dramı büyük bir sorun. Bu çocuklar ancak internette sanal ortamda aileleriyle temas kuracaklar. Sayın Başbakan’ın e-devlet dediği bu. Bu aileleri birleştirmek devletin görevidir. Bu sorun gerçekten yürek parçalatıyor.” Vural, gerek öğretmen çocuklarının ve gerekse 60-72 aylık çocukların ailelerinden kopartılmasının hem anayasaya hem Türkiye’nin imzaladığı uluslararası çocuk hakları sözleşmelerine aykırı olduğunu söyledi.
İl emri kaldırılan öğretmenlerin aile birliğinin bozulduğunu anlatan Vural, “Hükümet maalesef öğretmen ailelerinin parçalanmasına göz yummaktadır. Bu kanayan yarayı çözmesi gereken Milli Eğitim Bakanıdır” diye konuştu.
Hükümet’in üniversite harçlarının kaldırıldığına ilişkin uygulamasının da kamuoyuna yanlış aksettirildiğini öne süren Vural, harçların sadece 2012-2013 dönemi için ve birinci öğrenimde kaldırıldığını, ikinci öğrenimde ise harçların artarak sürdüğünü kaydetti.
Vural, ikinci öğrenimde okuyan şehit ailelerinin çocukları için de zamanında eğitimini tamamlayamamış olanlardan harç parası tahsil edildiğini anlatarak, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
-”Bu kamplarda ABD görevlileri tarafından fişleme yapılıyor”-
Bir gazetecinin Hatay’daki bir mülteci kampına CHP’li milletvekillerinin alınmadığını hatırlatması üzerine Vural, şunları kaydetti: ”Türkiye yol geçen hanına döndü. Milletvekilini niye almıyorsunuz? Gelen gidiyor, vuruyor dönüyor, Türkiye’de birçok yabancı unsurlar, ajanlar cirit atıyor. Yani kamplar yabancılar tarafından kontrol ediliyor, fişleniyor. Milletvekillerinin o kampa alınmamasını idari bir hata olduğunu ifade etmek istiyorum, İnsan Hakları Komisyonu’nun kampa alınacak olmasını da olumlu görüyorum. Zaten sınırlar kevgire dönmüş. Irak’ın kuzeyinden gelip askerimizi, polisimizi vuruyorlar, karakollarımız bombalanıyor, Suriye’den geliyorlar yatıyorlar, gece gidiyorlar, eğitiliyorlar. Türkiye’nin içinde eğitim kampları olduğuna ilişkin görüntüler çıkıyor.
Bu kamplarda ABD görevlileri tarafından fişleme yapılıyor. Orada ne yazıyor o kampın önünde; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık AFAD yazıyor. Sayın Dışişleri Bakanı diyor ki, burası BM bünyesindedir. Ama orada AFAD yazıyor, Başbakanlık yazıyor. O zaman BM yazısı yazın, uluslararası kurallara bağlıysa. Hükümetin bu konularda şeffaf davranması gerekir.” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açıkladığı teröre karşı mutabakat metnine ”muhtıra” dediğini hatırlatan bir gazetecinin, bu konudaki görüşünü sorması üzerine Vural, ”AKP içerisinde bir kavga var. Bu koalisyon çatırdamıştır, bu çatırdarken devletin kurumları da birbiriyle çatışıyor. Demek ki AKP içinde koltuk sevdası, millet sevdasının önüne geçmiştir. AKP testisi çatlamıştır, koalisyon çatlamıştır, kişisel kavga ön plandadır” ifadelerini kullandı.
-”Aç tavuk kendini darı ambarında zanneder”-
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Güneydoğu’da 400 kilometrenin PKK’nın kontrolünde olduğuna ilişkin iddiasının sorulmasına üzerine Vural, şunları söyledi: ”Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş. Bu eksende PKK’nın psikolojik harekatının bir yansımasıdır. Bugün terörle mücadele konusunda kararlılıkla durulması gerektiğini söyleyen MHP’nin bulunduğu konumun ne kadar haklı olduğunu gösteren bir açıklama. Kimse unutmasın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırları içinde her karışta Türk milletinin egemenliği hakim olacaktır. Herkes aklına bunu koysun. Bu geçmiş süre içeresinde bundan ders almayanlara tarihi tekerrür ettirmeye kararlı biri Türk milleti olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu zevatlar, PKK’nın psikolojik harekatının pazarlamasını yapanlar, aslında PKK’nın hedef aldığı Kürt kökenli insanların zinhar temsilcisi olamazlar.” PKK’nın öldürdüğü Güneydoğulu çocukların resimlerini ve katliam fotoğraflarını gazetecilere gösteren Vural, ”Bunlar utanç tablosu, buyurun. Çocuklara, kadınlara, mezradakilere kurşun sıkanlar öldürenler, emperyalizmin uşaklığını yapanlar. Türk milleti terörle mücadelede kazanmıştır. Terörist başını nasıl tıpış tıpış getirdiğimiz zaman… Bunlara bu cesareti verenler utansın. AKP ve CHP’ye sesleniyorum; bir çok fezleke var. Sayın Fatma Şahin ’Meclis’te oturmasınlar’ diyor. İçi yanmış. Ya silah egemenliği ya millet egemenliği. Millet acilen bu konuda hüküm verilmesini istiyor” diye konuştu.