MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural içini İnternethaber’e döktü. Bütün samimiyetiyle MHP ve kendisinin düşüncelerini okurlarımızla paylaştı.
NESRİN YILMAZ / İNTERNETHABER-ANKARA- MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural’ın odasına girdiğimde gördüğüm manzara oldukça şaşırtıcı. Masanın üzerinde o kadar çok dosya ve evrak var ki…
Şaşırdığımı söylüyorum, “belgesiz, kanıtsız iş yapmam, her şeyi okurum” diyor ve ekliyor,“masamı benden başka hiç kimse düzeltemez, çünkü ben neyin nerede olduğunu biliyorum, bu yüzden burası hep böyle.”
Meclistekinin aksine oldukça güler yüzlü bir vekil Oktay Vural, röportaj boyunca yeri geldikçe sertleşse de gülümsemeyi eksik etmiyor.
Onunla, MHP’yi rahatsız eden gündemdeki bütün konuları masaya yatırdık, bütün sorulara tüm samimiyetiyle cevap verdi.
AÇLIK GREVLERİ SENARYOYDU, İYİ OYNADILAR
Açlık grevlerinin Abdullah Öcalan’ın talimatıyla bitirilmiş olması sizin tepkinize yol açtı, bu sonuçla Abdullah Öcalan’ın siyasi bir lider haline getirildiğini mi düşünüyorsunuz?
“Açlık grevinin bir senaryo olduğu ortaya çıktı, Başbakan şov yapıyorlar derken Bülent Arınç açlık grevleri sonlansın diye çaba sarf ediyordu, Abdullah Öcalan’ın eli böylece güçlendirilmiş oldu, malesef devlet açlık grevlerini tek başına sona erdiremedi. Türk Hava Yolları (THY) nda 301 personel işi bırakma eylemi yaptı ve hepsinin işine son verildi. Onların hak arayışına karşı işsiz bırakan devlet, hukuksuz bir açlık grevini bitirmedi ve bu açlık grevi konusunda da Öcalan’ı aracı yaparak Öcalan ve PKK’nın etkinliğini artırdı, Öcalan’la bir müzakere zemini için açlık grevlerini kullandılar. Bu gösteriyor ki Öcalan’la görüşmeler devam edecek.”
ÖCALAN’A TEMİNAT VERİLDİ BU KESİN
Açlık grevlerinin bitirilmesi için Öcalan’a ve PKK’ya bir teminat verildiğini düşünüyor musunuz?
“Evet, düşünüyorum, teminat verildiği açık. Bu adımların gidişatı şudur, genel bir af çıkarılarak Abdullah Öcalan’ı da bundan yararlandırabilmek. Öcalan, terör örgütü ve Serap’ı yakanlar için eğer Başbakan Yardımcısı teşekkür ediyorsa, askerimizi, polisimizi kurşunlarla öldüren kişiler kendini aç bırakmak suretiyle netice almak istiyorlarsa malesef siyasi anlamıyla devlet PKK’nın muhatabı haline getirilmiştir. Bundan sonraki süreçte açık seçik ev hapsi konusu gündeme getiriliyor. Anadilde savunma adı altında Türkçeyi dışlayan teklif getirdiler, ondan sonra da ateşkes oyunu ortaya çıkacak, biliyorsunuz bunlar kışın inlerine çekilirler ve o süre ateşkes olarak kabul edilir, böylelikle PKK topluma iyi olarak lanse ettirilecek yaptıkları yanlarına kar kalacak ve istekleri kabul edilecek. Eylemler olmayınca ne olacak, af çıkarıp hepsini yararlandıracaklar tabii bundan Öcalan da yararlanacak.”
Peki bu terörle mücadelenin bir parçası mı sizce?
“Bu durumda terörle mücadele edildiği nasıl söylenebilir, terörle mücadelenin koruduğu değerler vardır, bu değerleri siz terör örgütüne teslim ederseniz terörle mücadele etmiş olmazsınız teröre istediğini vermiş olursunuz. Malesef bugün terör örgütü tavizler koparmaya devam etmektedir, Büyük şehir Yasası’nda taviz almıştır, Anadilde savunmada taviz almıştır. Anadilde kamu hizmetinde de taviz almaya çalışıyorlar ama sonuç PKK’nın siyasallaşması, KCK-PKK devlet yapılaşmasının belli bir bölgede oluşmasıdır, onun da kapısı zaten Büyükşehir yasasıyla aralandı, böylelikle mülki idare sınırıyla belediye sınırı eşdeğer hale getirildi, mülk demek devlet demektir, bir devlet idaresinin sınırlarını belediye sınırlarıyla belirlemek devleti yerelleştirmek, yerel yönetim egemenliğini tanımak demektir. Bu süreç adım adım güya insani amaçlarla yürüyor. Başkanlık sistemi de bu birbirinden kopuk ve ayrıştırılmış kitlelerin tercihlerin bir noktada birleştirilmesi için kurulan bir mekanizmadır. Üniter devlet yapılanmasında başkanlığa gerek yoktur, ayrık savruk eyaletler ve federasyonlarla bölünmüş bir devlet yapısında Başkanlık sistemine ihtiyaç duyulur. Başkanlık sistemi kesinlikle demokratik özerklik adı altında bölgesel özerkliğe doğru gidebilecek bir sürecin başlangıcıdır. ”
(Bu açıklamadan sonra 2004 yılında Başbakan’ın Başkanlık sitemi ile ilgili Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programındaki konuşmasını kanıt olarak gösteriyor.)
“Millete bunu hazmettirmeye çalışıyorlar, millete muhafazakarmış gibi görünüyorlar ama muhafazakar değerleri içten içe yok ediyorlar. “
HALKI KANDIRIYORLAR
Halk bunları görmüyor mu, siz muhalefet olarak halkı buna inandıramıyor musunuz?
“Sanal tartışmalar var, mesela “one minute” tartışması, orada efelendi, onu yaptı bunu yaptı, cambaza bak siyaseti yapıyor, herkes cambazı izlerken aşağıda kimliğimizi yok ediyorlar. Bir ülkede dilimiz ayrılırsa, televizyonlarımız ayrılırsa bu ülkenin insanları birbirini nasıl anlayacak, okullar ayrılırsa, eğitim ayrılırsa sosyal mesafeyi nasıl koruyacağız. Abdullah Öcalan’ın Politik Rapor adında bir kitabı var, orada diyor ki, “sınırlara dokunmadan ulus inşa etmek”. Şimdi sınırlara dokunmadan ulus inşa ediliyor, ondan sonraki safha Barzani’nin hayalidir, bir Kürt devleti. Hükümetin bu politikası, kimlik ayrıştırması, kimlik bölünmesi ve daha sonra egemenliğin bölünmesine götürecek bir süreçtir, AKP, PKK ve KCK’yı, aynı zamanda Öcalan’ı siyasi bir güç olarak görmüş ve bu bölgede onların hakimiyetini tanımış olmaktadır. Politik açılımlarla terör örgütü cesaretlendiriliyor ve Öcalan bir lider gibi sunuluyor.”
ÖCALAN AKP’DE SİYASET YAPABİLİR
Öcalan’ı da kapsayacak genel bir af olabilir dediniz, sizce Öcalan meclise de gelebilir mi?
“Gayet tabi, zaten şu an, AKP ile BDP koalisyonu var, AKP muhafazakar düşünceyi benimsemiş bir siyaset yapmıyor, siyasal Kürtçülük esasına dayanan, devleti ve milleti tanzim edenler tarafından yönetiliyor. AKP zihniyeti bu. Başbakan’ın özel temsilcisi Oslo görüşmeleri için Öcalan’la görüşlerim yüzde 95 uyuşuyor demedi mi, sanırım birlikte politika da yaparlar. Öcalan sayın lafını hak etmişse zannederim buluşmaları da mukadder.Türkiye’nin geldiği nokta bu. Benim üzüldüğüm nokta ise, bu milletin içerisinden yeni bir millet oluşturmaya çalışıyorlar, gönüllerde, zihinlerde ayrılıklar olmaya başlarsa hiçbir şey bunu düzeltemez. Bu ayrılıkların tohumlarını atıyorlar, ben yine de bu milletin mayasının sağlam olduğunu düşünüyorum, bütün bunların hepsini geriye döndürebileceğimize de inanıyorum.
Biz yıllardır demokrasi mücadelesi veriyoruz, bizi demokrat olmamakla suçluyorlar, silahlı terör örgütünü ise, öldürenleri, yakanları, katliam yapanları ise demokratik diye Türkiye’ye sunuluyor. Terörle mücadele edenler içeri atılıyor, Başbakan Yardımcısı teröristlere teşekkür ediyor. Bazen bana çok kızıyorsunuz diyorlar, buna kızılmaz da ne yapılır. Bunları hazmedemiyorum.”
BİZ BİR AİLEYİZ
Gündemdeki bütün konuların bir oyun olduğunu söyleniyor, açlık grevleri bir oyun, Cüneyt Ünal’ın kurtarılması oyun, 12 Eylül yargılamaları oyun, one minute bir oyun. Halk kime inanacak, neye güvenecek, herkes bir başka partinin yaptıklarını oyun olarak nitelendiriyor, kafa karışıklığı normal değil mi?
“İnsanları düşünemez hale getirdiler, şoklama yoluyla toplumun beynini felç ediyorlar, toplumu, tepkisiz bir toplum haline getirdiler. İnsanları ayrıştırdılar, sen şusun sen busun diye. Bunu başarmaya çalışıyorlar, ben insanların birbirini anlamasını istiyorum, biz bir aileyiz, aynı aile içerisinde kapılar kilitli olmasın istiyoruz, ama onların yaklaşım tarzı, toplumu, ayrışmış ve bu sorunlarla uğraşan bir Türkiye’ye doğru götürüyor. Ama henüz bunu başaramadılar, bu safhaya gelmedik ama sinyalleri var. “
“Doğu ve Güneydoğudan Kürt kökenli ailelerimiz bize geliyorlar, bizi PKK teslim etti bu devlet diye şikayet ediyorlar.”
HALK BİZE YETKİ VERMEDİ
Peki siz muhalefet olarak, şoklandığını söylediğiniz bu halkın umudu olamıyor musunuz? NedenAKP seçimlerde hep kazanan parti oluyor?
“Çalışıyoruz, çırpınıyoruz. Konuşuyoruz, anlatıyoruz, niye sert konuştun diyorlar. Halk bize başka yetki vermedi ki, bize yapma gücü vermedi ki, konuşuyoruz ama konuştuklarımızı da kitlelere ulaştırmamız lazım ama medya malesef AKP’nin hegemonyası altında, onlar 1 milyon kere konuşuyorsa ben ancak 2 kere söyleyebiliyorum ve AKP’ye alternatif bir parti de oluşsun istemiyorlar. Toplumu yönlendiriyorlar.”
“Benim mücadelem parti mücadelesi değil, ben Türkiye için, bu ülkedeki insanların birlikte, barış içerisinde yaşamasını istiyorum, ama iktidarın Kürt politikası adı altında yaptıklarına bakar mısınız, insanları ayrıştıryor, etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyor, doğuda insanlar aç, kızların söz hakkı yok, anaların söz hakkı yok. Bu insanlar da başka şehirlerde yaşamak istiyorlar, başka insanlarla komşu olmak istiyorlar. ama ortaya anadilde kamu hizmeti diye bir şey attılar, belli bölgelerde geçerli olacak diyorlar, bu insanlar nerede çalışacaklar, sana batıda iş yok diyecekler doğuda iş var diyecekler. bu tuzakları göremeyen, görmek istemeyen ya da bu topraklara ait olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu topraklarda yaşayan insanların oyunu aldı ama bu toprakların ürünü değil. Ürün, 7 başlı ampul.”
12 EYLÜL YARGILAMSI DA BİR SENARYO
12 Eylül yargılaması hakkında ne düşünüyorsunuz, gerçekten 12 Eylül yargılanıyor mu sizce?
“12 Eylül’ü yargılamak için 12 Eylül öncesini iyi değerlendirmek lazım, işkenceleri sorgulamak lazım. 12 Eylül’ün mağduriyetini yaşamamış insanlar 12 Eylül üzerinden edebiyat yapıyorlar, bu salon demokrasisidir, bunlar da salon demokratları. 12 Eylül’ün izleri her yerde, zihniyeti devam ediyor, o zihniyetin yansımasını iktidarda görüyoruz zaten. Bu yargılama sonuç verecek bir yargılama değildir.”
İNSANİ BİR ŞEY ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK DOĞRU DEĞİL
Cüneyt Ünal’ın CHP’ye teslim edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz, AKP Cüneyt Ünal’ın Esad ve CHP tarafından kendilerine karşı kullanıldığını düşünüyor, amaç AKP’yi yıpratmak diyorlar, sizce de böyle mi?
“PKK’nın kaçırdığı askerlerin serbest bırakılması için devlet BDP’li vekiller eşliğinde Kandil’de protokolle getirmediler mi o askerleri. Bu konudan bir siyasi sonuç çıkarılması iki parti açısından da anlamsızdır, ortada insani bir durum var. İktidar kendisi gitseydi o zaman, neden CHP gitti, bunu sorgulasınlar bence.”
KONGRE BİR YENİLENMEDİR
Devlet Bahçeli kongreyi kazandı ama delege sayısında bir düşüş var, parti tabanı size bir mesaj mı vermek istedi, o mesajı aldınız mı?
“Sonuca bakarsanız orada salt çoğunluk oluştu, önemli olan da bu, tartışılmaz bir irade var. Kongrede genel başkanımızın siyasi duruşunun sorgulandığını da sanmıyorum. Kongreden sonra merkez yönetim kurulunda değişiklik oldu, başkanlık divanında da 7 üye değişti, bu da Genel Başkan’ın kongre sürecini değerlendirdiğini gösteriyor. Şüphesiz, oylar bir mesaj olabilir ama bütün oyları Devlet Beye karşı verildiğini düşünmeyin. Sayın Genel Başkanımızın önderliğinde partimiz önümüzdeki süreçte kadrolarını yenileyerek gitmelidir, kadrolar da yenilendi zaten.”
MHP’Yİ ANLATACAĞIZ
Önümüzde seçimler var, seçimlere nasıl hazırlanıyorsunuz?
“Önümüzde 3 seçim var, yerel seçim, genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi, bu 3 engeli aşabilecek bir yapılanma olmalıdır partimizde. Kongrenin amacı da buydu zaten. Kongre defterini kapattık, seçim defterini açtık, artık seçimler için çalışmamız lazım. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, önümüzdeki dönemde bu siyasal düşüncemizi toplum nezdinde daha fazla sayısal desteğe dönüştürmek için uğraşacağız. MHP’yi tek yönlü bir parti olarak değil, hayatın her alanıyla ilgili Türkiye’yi bir noktaya götürebilecek bir parti olarak görülmesi için uğraşacağız, anlatmamız lazım. Bizim bazı konularda fazla hassasiyetimizin olması, sanki sadece bu konularla ilgileniyormuşuz izlenimi yaratıyor. MHP’nin ekonomik, sosyal, kültürel politikaları da var, dış politikada da farklı düşüncelerimiz var, biz sadece güvenlik eksenli, birlik bütünlük eksenli bir parti değiliz. Evet bunlar parti olarak, bizim vazgeçilmez bir duruşumuzdur fakat insanlara refah, iş, aş, topluma rekabet gücü kazandıracak politikalarımız da var. Bunları da anlatmamız gerekiyor. Halkın beklentilerine cevap verebilecek bir parti olduğumuzu ortaya koymamız gerekiyor.”
Türk halkı kendisine ulaşan, kendisini yalnız bırakmayan ziyaret eden, onunla iletişime geçen partiye oy veriyor, MHP’de halka ulaşamaz mı?
“Ankara’da 4 milyon insan yaşıyor, bunların hangi birine ulaşacaksınız, evet teşkilatları örgütleyip ulaşmak lazım ama hangi birine gideceksiniz, biz yine de MHP olarak elimizden geleni yapacağız.”
AKP gidiyor ama?
“Bu işin bir de finans kısmı var evet AKP gidiyor ama devletin imkanlarını kullanarak gidiyor, bizim insanlarımızda altta kalmak istemezler, kendilerine bir şey verildiğinde bunu ödemek isterler, AKP’nin verdiklerine karşı oy veriyorlar. AKP de bunu istismar ediyor, insanların bu duygularını iyi kullanıyorlar.”
Nesrin YILMAZ
nesrin.yilmaz@internethaber.com