Türkiye 17 Aralık’tan bu yana, Başbakan Erdoğan’ın başrolde yer aldığı “Param ve oğlum” piyesini şaşkınlıkla izlemektedir


En son ortaya çıkan yolsuzluk/rüşvet ses kayıtları göstermektedir ki, maalesef Türkiye bir soygun çetesi tarafından yönetilmektedir. Bu çete Türkiye’yi büyük bir pisliğin içine itmiştir. Bunu ben söylemiyorum, “Bunlar bütün pis işleri bana yaptırıyorlar” diyen eski çevre bakanı Erdoğan Bayraktar söylüyor

Erdoğan ne kadar kıvranırsa kıvransın, ne tür yalana başvurursa başvursun, 17 Aralık sabahına ait başbakan ve oğlu arasında geçen yolsuzluk paralarını “sıfırlama” konuşmalarını milyonlarca kişi youtube’dan sosyal medyadan dinledi.
Başbakan bu tapeyle ilgili “Dün akşam saatlerinde kendi kurguladıkları, dublajını da kendi yaptıkları piyesi servis ettiler. Bunlar gidiyor alçakça hayasızca montaj yapıp bunu servis ediyorlar.” Demektedir

Başbakan “montaj” diyor “dublaj” diyor ancak bir türlü “O ses, benim sesim değil” demiyor, diyemiyor.

Başbakan o sesin kime ait olup olmadığını hemen ispatlayabilir, madem TÜBİTAK’a güvenmiyor, baba oğul O ses Türkiye yarışmasına katılsınlar, jüri dönsün Türkiye o sesin kime ait olduğuna karar versin

Bu ses kaydına montaj diyen başbakan önce şu sorulara cevap vermelidir:
-Kayıtlardaki Bu ses sana ait mi değil mi?
-Oğluna ait mi değil mi?
– 17 aralık sabahı saat 8:02 de oğlun Bilal’i aradın mı aramadın mı?
– 11:17 de aradın mı aramadın mı?
– 15:39’da aradın mı aramadın mı?
-23:19’da aradın mı aramadın mı?
-ertesi gün 11:28’de aradın mı aramadın mı?

söz konusu Ses Kayıdın 4:08 Dakikasında “saat 10’da konya’da olacağını söylüyorsun” o zaman bu görüşme yapılmıştır.

Orada Mobese kameraları vardır. 17 ve 18’inin Mobese kamera görüntülerini yayınlayın. Evlere kim girmiş, evden ne çıkmış millet görsün.

Başbakan Erdoğan gördük ki sadece KJ operatörlüğü yapmıyormuş, montajcılığa da soyunmuş.
Dün grup konuşmasında “bir hafta, on gün içerisinde kendilerinin de karşıtlarını, aynı şekilde teknolojiden hareketle montaj görüntüleriyle izleteceklerini” söylüyor. Bu ne demek?
Demek ki elinde yasa dışı elde edilmiş kasetler var, demek ki kaset, ses kaydı, şantaj piyasasının başında Erdoğan var

Biz Başbakan Erdoğan’a boşu boşuna 80’lerin Ergun Plağı demiyoruz. Erdoğan Plaktan kasete, kasetten montaja ustalığını her gün geliştirmektedir

Başbakanın ağzına pelesenk ettiği bir kavram da lobi. Başbakan adeta lobifobik olmuş durumda.

Ancak herkes biliyor ki, Türkiye’de tek bir lobi gerçeği vardır o da Yolsuzluk ve Rüşvet Lobisidir.. Erdoğan da Yolsuzluk ve Rüşvet lobisinin başıdır

Başbakan bir de “çocuklarımla gündelik, rutin konuşmalarımı dinlemişler” diyor
Çocuklarıyla rutin gündelik konuşmalar yapan biri niye bu kadar panikler?
Siz hiç böyle bir baba oğul gündelik konuşması duydunuz mu?
77 milyonluk Türkiye’de hangi ailede sabah sekizde babayla oğul arasında böyle bir konuşma geçer?

Önceki günkü ses kayıtları Türkiye’deki likidide para sıkıntısının sebebini de ortaya koymuş durumda.
Son yıllarda ortada büyük bir likide sıkıntısı vardı, esnaf para dönmüyor, ortada para yok diye yakınıyordu, demek ki sebebi buymuş.
Türkiye’deki nakit paraların bir kısmı bakan çocuklarındaymış, büyük bir kısmı da Başbakan Erdoğan’ın ve ailesinin evinde saklıymış. Evlerde kasa kasa değil, depo depo vara varmış.

Başbakan boşuna “Ben 4 çocuk babası olarak yavrularımın çektiği çileyi biliyorum’ demiyor.
Bir günde o kadar paranın eritilmesi, sıfırlanması çile değil adeta çin işkencesi.
Maaile milyarları taşımaktan başlarını kaşımaya vakitleri olmamış.
Anlayacağınız, “Param ve oğlum” piyesinde çilenin de hilenin de hadi hesabı yok.

Atanamayan öğretmenler atama beklerken, işsizlik her geçen gün artarken, asgari ücretliler eve nasıl ekmek götüreceğiz derdindeyken, bir başbakanın evinde rüşvet ve yolsuzluk yoluyla elde edilen 2,2 milyar lira olması nasıl izah edilebilir?
Bu nasıl bir paylaşımdır, bu nasıl bir taksimdir? Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!

Muhafazakarım diyen bir başbakanın ülkesinde manzara tam da Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibidir: Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul, Allahın on pulunu bekleye dursun on kul.

Başbakanın evinden karanlıklarda çıkarılmaya çalışılan o 2,2 milyar lira tam 2 milyon 184 bin emeklinin maaşına eşit!
Arkadaşlar o 2,2 milyar lirayla tam 5 milyon 461 bin 250 öğrenciye burs verilebilir.
Arkadaşlar o 2,2 milyar lirayla 2 milyon 582 bin 151 asgari ücretlinin maaşı ödenir.
Arkadaşlar o 2,2 milyar lirayla 100 bin atanamayan öğretmene bir yıl maaş ödemesi yapılır.

Başbakan öyle bağırıp çağıracağına, o ses kaydında olduğu gibi, milyon eouraları nasıl sıfırlayacağını Bilal oğluna tane tane anlattığı gibi yargıya gidip bu işleri nasıl yaptığını yavaş yavaş sakin sakin anlatmalıdır.