Neymiş…
Yeni bir ulus devlet inşa ediliyormuş. Çözüm süreci buymuş.
“Türkiye’nin bölgenin içinde bulunduğu nesnel şartlardan bu sonucu çıkartmış olan bir akıl devrede, bir inisiyatif devrede. Türkiye’nin de dahil olduğu, İsrail’in doğrudan doğruya Amerika himayesinde veya Amerika’nın süpervizörlüğünde dahil olduğu bir düzen oluşturulmuş Orta Doğu’da. Ve burada bu düzenin temel direği de yine Türklerle Kürtlerin ittifakı.Yeni bölge gerçekleri üzerine özellikle İngiltere’nin mimarlığını yaptığı bir düzen inşa ediliyor ve Türkiye bir partner olarak bu düzenin bir parçası.”
Kim inşa ediyormuş? Projesi varmış. Mimarı da varmış.
Proje: Ortadoğu’da İsrail’in ABD himayesinde doğrudan doğruya dahil olduğu yeni bir düzenmiş.
– “Ortadoğu haritasını daha ileriye doğru çizme hedefleri” olan İsrail.
-“Ortadoğu’da “Milli kimlik yerine “Etnik, dini, aşiret ve mezhep hatları üzerinden kurulu bir düzen” isteyen İsrail.
Mimar: İngiltere.
-Sykes Picot’un, Sevr’in mimarı İngiltere…
-İngiltere, tarih boyunca Osmanlı’yı parçalayan Sykes-Picot anlaşmalarının baş aktörü olmuş, Ortadoğu’da suni sınırlar çizerek bölgeyi istikrarsızlaştırmıştır. Sevr’le vatanımıza göz dikmiştir.
Üstelik tek taraflı bir proje değilmiş.
Yapım: Karşı tarafında da aynı amaca hizmet eden bir Abdullah Öcalan faktörü varmış.
Beraber Türkiye Cumhuriyetini de buna göre düzenleyeceklermiş. Tarihin çöplüğüne attığımız projeleri mümtazen önümüze getiriyorlar.
Yeni devlet inşa edeceklermiş.
Ne oldu savaş mı kaybettik? Devlet ve millet teslim mi oldu?
Türk milleti tarih boyunca ne sömürge artığı olmuş ne de komite odalarında inşa edilmiştir. Kaderini de kendi belirlemiştir.
Atatürk 1922’de TBMM’nin açılışında şunları söylemiştir:
“Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. “
Milliyetçiler, Atatürkçüler, vatanseverler, Cumhuriyetçiler Büyük Türk Milleti yeni BOP’a geçit vermeyecektir.
-Dün Sevr’de yapamadılar.
-Dün BOP projesinde yapamadılar.
-Dün çözüm sürecinde yapamadılar.
Yine yapamayacaklar.
Mülk Türk vatanıdır, mülk üniter milli devlettir, mülk Cumhuriyettir, mülk milli egemenliktir, mülk milli kimliktir, mülk milletin hukukudur, mülk Türk bayrağıdır.
“Üstte gök basmasa, altta yer delinmese Türk milleti ilini, töreni kim bozabilecektir?”
Türkiye, hiçbir dış gücün “düzenine” partner olmayacak; kendi kaderini kendi belirleyen bir devlet olarak yoluna 100 yıl önceki ilkeleriyle devam edecektir.
100 yıl önce tarihe karanlık dip notuna gömülmüş hayallere karşılık bizim gerçeklerimiz:
-Türkiye Cumhuriyeti devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli devlettir.
-Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir.
-Türkiye Cumhuriyeti devleti üniterdir.
-Resmi ve eğitim dili Türkçedir.
-Vatandaşlık bağıyla bağlanan herkes Türk kabul olunur.
-Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
-Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
-Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Türk Milleti’nin kültür ve devlet felsefesi, milli bütünleşme ve milli demokrasi ülküsüdür.
DEVLETİMİZDEN, MİLLETİMİZDEN, VATANIMIZDAN TAVİZ YOK!
NE YENİ ULUS DEVLET HEZEYANLARINA NE DE YENİ BOP’A GEÇİT VAR!
“Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.”
Maalesef bu söylenenler karşısında siyaset ve aydınlar duyarsız. “Yeni bir ulus devlet, yeni bir Cumhuriyet inşa ediliyor. Çözüm budur. Çözüm süreci engellenirse Türkiye’yi erken seçime götürecek.” cümlesinin içinden gazete manşetlerinde, medyada, siyasette mevzubahis olan “erken seçim”. Hemen bir yalanlama. Erken seçim yok.
Ama “Yeni bir ulus devlet, yeni bir Cumhuriyet inşası” ifadesi mevzubahis dahi değil.Yönetenin de yönetmeye talip olanın da umurlarında değil “yeni çözüm sürecinin” ne olduğu?
Sanki danışıklı gibi…
Yeni bir ulus devlet inşa ediliyormuş ne gam. Yeni bir Cumhuriyet kuruluyormuş ne keder.
Varsa yoksa erken seçim var mı, yok mu? Mevzu bahisleri erken seçim.
Siz kimsiniz ki “yeni bir ulus devlet, yeni bir Cumhuriyet inşa ediyorsunuz” diyen yok. Ne yazık ki “Yeni bir ulus devlet, yeni bir Cumhuriyet inşa ediliyor.” sözlerini yalanlayan yok. Milli kurtuluş savaşı vermişiz, Cumhuriyeti ilan etmişiz, milli devleti kurmuşuz sahip çıkan yok.
Seçim olacak bu kalacak mı, o gelecek mi derdi sarmış ahvali.
Milli Mücadeleyle kurduğumuz Cumhuriyet ve milli devletin fikri, esasları, ilkeleri yoksa sizin siyasetinizin ne anlamı vardır?
Ya aydınlarımız nerede? Medya, bilim adamları, fikir adamları neden hakikati haykırmıyorsunuz?
Değer çatışmalarının olduğu günümüzde muvazaanın bugün size getirdikleri kolaylığı yarın çıkaracakları imkansızlıklarla ödeteceğini idrakinde değil misiniz?
Mesele erken seçimin olup olmayacağından ötedir.
Sormamız gereken şudur:
Yeni bir milli devlet, Cumhuriyet inşa ediliyor sözü, kimin adına, hangi hakla, hangi meşruiyetle söylenmektedir?
Kurucu değerlerimiz tartışmaya açılırken sessiz kalmak, sadece geçmişe değil, geleceğe de kayıtsız kalmaktır.
Unutmayınız ki Türk Milletinin seçimi;
Atatürk’ün önderlik yaptığı milli kurtuluş ve kuruluşun fikir ve esaslarıdır. Türk milletinin tarihi boyunca sosyolojik varlığıdır. Kendi kimliğine, kaderine sahip çıkmasıdır.
Ve bunlar bir siyasi parti seçiminin üstündedir.
Mevzubahis milli devlettir, Cumhuriyettir.
Mevzubahis Türk Milletidir.