Zihinleri BOP’cular tarafından işgal edilenlerin Çanakkale ruhunu anlaması imkânsızdır


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Haftası dolayısıyla şehitlere rahmet diledi.

Atatürk’ün Çanakkale’de savaşanların kahramanlığını anlatırken, “Çanakkale savaşlarını kazandıran bu yüksek ruhtur” dediğini anlatan Vural, “O ruh, bu millete bugün de dipdiri can veriyor. Ne kadar horlanırsa horlansın, ne kadar hırpalanırsa hırpalansın, ne kadar ülkeye yönetenler ayaklarının altına alırsa alsın o ruhu içimizden kimse sökemeyecek” dedi. 

İktidarın şehitlerin hatırasına sahip çıkılması gerektiğine dair açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Vural, şehitlerin ruhuna sahip çıkmanın önemli olduğunu söyledi. Vural, iktidarın zihninin işgal altında olduğunu ve Çanakkale ruhunu anlamasının mümkün olmadığını ileri sürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Çanakkale’de yaptığı konuşmayla mukaddes toprakları ve şehitliği siyaset malzemesi haline getirdiğini, milliyetçiliğe saldırdığını savunan Vural, şöyle konuştu:

Sayın Başbakan’ın millete ve milliyetçiliğe dil uzatması, ‘Çanakkale ruhunu anlamayanlar milleti ve milliyetçiliği anlayamaz’ demesi, aynada kendisine söylediği sözlerdir. Bir gazinin, şehit anasının ‘bebek katiliyle görüşmeler nasıl gidiyor’ sorusuna bile şehit ve gazileri rencide edecek şekilde konuşan Başbakan’ın, ‘şehitlerin izinden gidiyoruz’ demesi abesle iştigaldir. Çanakkale ruhu, İmralı yolunu peygamberler yolu gibi kutsal görmek midir? PKK’nın taleplerine boyun eğmek, benim yırtıp attığım Sevr Barış Anlaşmasını pişirip Türkiye’nin önüne koymak mıdır Çanakkale ruhu? Sen kim, Çanakkale ruhu kim? Yaptıklarınız şehitlerimizin ruhunu incitiyor.

Başbakan Erdoğan’ın, Çanakkale’deki şehitliklerde İzmirli’nin yanında Bitlis’linin, Edirneli’nin yanında Diyarbakırlı’nın, Rizeli’nin yanında Hakkarili olduğunu söylediğini anımsatan Vural, “Peki, bu milletin adı ne-” diye sordu.

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in, “Ulus devletten ülke devlete geçiyoruz” sözünü de eleştiren Vural, “Devleti milletsiz, milleti kimliksiz, ülkeyi milletsiz bırakmanın adını ‘ülke devlet’ olarak koyuyorlar. Milli devlet anlayışından uzaklaşmamızı isteyenler, bu coğrafyada millet olmamızı hazmedemeyenlerdir. Zannedersiniz ki Türkiye bir oteldir, otel devletten butik devlet haline dönüştürmek istedikleri düzenin adını koymuşlar. Turizm Bakanı, sosyal tesis olarak görüyor bu ülkeyi” dedi.

Vural, milletin değerlerinin saldırı altında olduğunu öne sürerek, Çanakkale ruhunun yok edilmek istendiğini öne sürdü.

Bir gazetecinin, üçüncü BDP heyetinin İmralı’ya gitmesi ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, örgütün silah bırakması için gerekirse yasal düzenlemeye gidebileceklerine ilişkin açıklamalarıyla ilgili sorusunu da yanıtlayan Vural, dünkü Nevruz mitinglerinde çözüm sürecinin pazarlanmasına şahitlik edildiğini söyledi.

Milletin, dün yaşanan tabloyu hazmetmediğini ifade eden Vural, şunları söyledi:

Dün Türkiye genelinde BDP’nin yaptığı mitingler, aslında AKP’lilerin düzenlediği, taşeronluğunu BDP’ye verdiği mitinglerdir. Maalesef AKP’den hiç kimse o utanç verici manzaralar karşı hiçbir söz söylememiş ve bunları hazmetmişlerdir. Geldiğimiz noktada Türk Bayrağı’nı taşımak artık suç haline gelmiş, PKK paçavraları, katillerin posterleri miting alanlarına serbestçe sokulabilmiştir. Bu, doğrudan doğruya AKP’nin BDP aracılığıyla yaptığı, ‘Öcalan’a özgürlük ve Kürtler’e statü’ projesinin millete hazmettirilmesidir. Tablo, AKP’nin, PKK’yı Kürtlerin temsilcisi haline düşürdüğünün yansımasıdır.

Terör örgütünün silah bırakması için yapılacak bir yasal düzenlemenin, AKP’nin, İmralı tutanaklarının hayata geçirilmesi taahhüdü olduğunu ortaya koyduğunu savunan Vural, “Böyle bir rezalete parlamento izin veremez. TBMM’nin, PKK’nın siyasallaşmasının aracı olarak kullanılması mümkün değil. Böyle bir konu, bu Meclis’in önüne gelmemelidir. Bu millete mi onaylatacaksınız zehirli planınızı?” diye konuştu.