Irak’a Müdahale sonrasında Irak yeniden yapılandırılmış ve federal bir devlet olmuştur. Irak’ın federal bir devlet olarak inşa süreci uluslararası güçler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bugün Irak’ta karşılaşılan sorunlar bu Irak’ın inşa sürecinin sonuçlarıdır. Bugün Kuzey Irak’ta yapılması planlanan referandum ve bu referandum hakkındaki endişe ve beklentiler de bu inşa sürecinin sonucu olduğu açıktır. Bu çerçevede Irak’ın federal olarak yeniden inşa sürecine Iraklıların bakış açısı aslında bugün yaşadıklarımızı ortaya koyuyor. Bu konuda görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
IRAK’TA FEDERAL YAPILANMA SÜRECİNE IRAK’LILARIN BAKIŞI VE KUZEY IRAK REFERANDUMU
(Federalizm-Bağımsızlık-Etnik Yapı)
Orta Doğu’nun yeniden şekillendirme sürecinde Irak’a yapılan müdahale sonrası Kuzey Irak’ta kurulan Bölgesel Yönetiminin 25 Eylül 2017 tarihinde yapacağı sözde bağımsızlık referandumu önemli siyasal sonuçlar çıkarabilecektir. Hukuki meşruiyetten yoksun bu referandum Kuzey Irak yönetiminin Irak’tan ayrılarak bağımsız bir Kürt devleti oluşturma sürecinin yeni bir merhalesidir.
Elbette bu sürecin kadim emperyal projelerle ilgisi vardır. Irak’a müdahale ve Irak devletinin yapılanma sürecinde bugün referandumla gündeme gelen endişeler o zaman da vardı. Bu sürecin ne sonuçlar doğurabileceği görülmüştü.
Bu yazı Irak’ın yeniden yapılanma sürecine ve bu sürecin hangi sonuçlar doğurabileceğine dair daha önce Kasım 2005’te yapmış olduğum bir çalışmadan derlenmiştir. Federal Irak oluşmasına yönelik Irak’lıların düşünceleri bugün yaşananlara ışık tutmaktadır
Irak’a müdahale sonrasında Irak’ın yeniden yapılanma sürecinde BM tarafından 22–25 Temmuz 2005 tarihleri arasında yaptırılan ankette Federalizm konusunda Iraklıların eğilimi de sorgulanmıştı.
“Iraklı politikacıların federalizm fikri üstünde tartışmaları konusunda, aşağıdakilerden hangisi sizin düşüncenizi en iyi şekilde belirtmektedir?” Sorusuna verilen cevap %41’le “Bölünmüş Irak’a yol açar” şıkkı olmuştur. %31’i ise “Federalizm fikrini anlamadığını” ifade etmişti.
Ankete göre Anayasanın federal Irak tercihi Iraklıların genelinde olumlu karşılanmamıştı.
Bu soruya verilen cevapların etnik ve mezheplere göre değerlendirilmesi enteresan ipuçları vermişti. “Federalizm Bölünmüş Irak’a Yol Açar” cevabını verenlerin en yüksek olduğu kesim %54.55’le Türkmenler ve %51,7 ile Sünni Arap’lar olmuştu.
Federalizmin iç savaşa yol açmasından en fazla endişe duyan %46,8 ile Sünni Arap’lar olmuştu. Daha sonra Türkmenler(%32,7) ve Şii Araplar(%28,8) gelmiştir. Kürtler ise federalizmin “Kürt ve diğer azınlıkların haklarını garanti altına aldığını” %61 gibi çok önemli bir çoğunlukla düşünmekte olduğunu göstermişti.
Federalizmin “Kürt bağımsızlığına yol açacağını” en çok düşünenler %34,6 ile Kürtlerdi. Türkmenlerin ise %23,6’sı bu sonuca gelineceğini düşünmekteydi.
Anayasa ile Irak’ın federal yapılanması konusunda Türkmenler oldukça endişeli olduğu anket sonuçlarından biridir. Türkmenlerin %32,7’i “iç savaş çıkmasından”, %54,5’i “Bölünmüş Irak’a yol açacağından” endişe etmektedir. Türkmenlerin sadece %9’u “Federal Irak’ın haklarını garanti altına alacağına” inanmaktaydı.
Anket sonucunda ortaya çıkan bu eğilimler federal Irak idealinin en fazla Kürtlerde benimsendiğini ortaya koymaktaydı. Diğer etnik ve mezhep unsurları “federalizm”i tedirginlik kaynağı olarak görmüştü. Kürtlerin Irak’ta federal yapılanmanın “Kürt bağımsızlığına” yol açacağına dair eğilimi, Irak’ta Kürtlerin son derece bilinçli olduğunu göstermişti.
15 Ekim 2005’te Irak Anayasa referandum sonuçları da bazı ipuçları vermişti.
Vilayet Evet Hayır
Anbar 3.04% 96.96%
Babil 94.56% 5.44%
Bağdat 77.7% 22.3%
Basra 96.02% 3.98%
Dahuk 99.13% 0.87%
Diyala 51.27% 48.73%
Erbil 99.36% 0.64%
Kerbela 96.58% 3.42%
Kerkük 62.91% 37.09%
Misan 97.79% 2.21%
Musanna 98.65% 1.35%
Necef 95.82% 4.18%
Musul 44.92% 55.08%
Kadisiya 96.74% 3.26%
Salahaddin 18.25% 81.75%
Zikar 97.15% 2.85%
Vasit 95.70% 4.30%
Süleymaniye 98.96% 1.04%
Referanduma oy verme eğilimi etnisite ve mezhep farklılıklarını ortaya koymaktadır. Hayır diyen Selahaddin ve Anbar vilayetlerinde Sünni Arap çoğunluktadır. Hayır oyları %37’yi aşan Kerkük’te Türkmenlerin, %22’yi bulan Bağdat’ta ise Sünni Arapların ağırlığı etkili olmuştur.
Gerek etnik ve mezhep, gerekse eyaletler bakımından referandumda oy verme eğilimleri dikkate alındığında, referandum sonrasında muhtemel çatışma alan ve potansiyelini göstermiş olmaktaydı. Aslında bugün hem Türkmenlerin durumu, Kerkük’te yaşananlar, Irak’ta yaşananlar ve 25 Eylül 2017’de yapılacak referandum Irak’ta devletin yeniden yapılanmasının sağlıklı yapılmadığını göstermektedir.
Aslında Irak’ta devletin yeniden yapılanma sürecinde yapılan bu tesbitler Federal yapı geçmişi olmayan Arap ülkelerinde etnisiteye ve etnik kültüre dayalı bir yapılanmanın Irak’ı kargaşaya ve iç savaşa götürmesi mümkün gözükmekte olduğunu ortaya koymuştu.
Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 27 Mayıs 2004 tarihindeki “Türkiye, NATO ve AB Perspektifinden Kriz Bölgelerinin İncelenmesi Ve Türkiye’nin Güvenliğine Etkileri Sempozyumu”nu açış konuşmasında bu konuda şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Sorun değişik beklentiler taşıyan Irak’taki bütün etnik ve inanç gruplarının hakça nasıl bir arada tutulacağı hususunda düğümlenmektedir.
Anılan yasa, çözümü gevşek merkezi federal devlet yapılanmasında görmektedir. Tarihi örnekler, farklı etnik ve inanç gruplarına sahip ülkelerin daha çok, kuvvetli bir merkezi idare altında bir arada tutulabildiğini göstermektedir. Bu yapılanma, eğer gerçekleşirse, başarılı olabilecek midir?”
“Başarılı olamayabileceği” konusunda bir endişeyi de dile getiren bu sorunun bugün cevabı “başarısız”dır.
Başbakanın 30 Ağustos 2005 tarihinde Wall Street Journal Gazetesinde yayınlanan “Türkiye Yeni Irak İdealine Bağlı” başlıklı makalesinde “otoriter zihniyet henüz geride kalmış değil ve “güç paylaşımı” sık sık “ülkenin paylaşımı” ile karıştırılıyor” demişti. Bugün referandumla geldiğimiz sonuç ise güç paylaşımının sonucunda ülkenin paylaşımı hususundaki endişelerimizdir.
Bu referandum Kürtlerin bağımsız bir devlet olma siyasal amaçlarına ulaşma konusunda federalizmi bir araç olarak gördüğünü, Türkmenlerin federalizm “Irak’ın bölünmesine yola açar.” endişesini haklı çıkarmıştır.
Kuzey Irak’ta bağımsızlık referandumu münasebetiyle bugün Irak’ın bölünmesi, iç savaş gibi bölgesel sonuçlar doğurabilecek endişelerden bahsediliyorsa aslında bu endişelerin Irak’ın yeniden yapılanma sürecinde de var olduğunu bu veriler ortaya koymuştur. Bugün Kuzey Irak’ta yapılan referandum bilinçli bir sürecin yeni bir adımıdır.
Yeni Irak’ın federal yapılanmasında Irak’lıların endişe ve beklentilerinin gerçekleştiği bir dönemdeyiz. Uluslararası laboratuvarlarda yeni devlet inşasının alanda ne sonuçlar doğurduğunun acı sonuçları ortaya çıkmaktadır.
Irak’ın bu şekilde yapılanmasına karşı endişeler ortaya konmuşken, bunun hilafına Yeni Irak kim için yapılandırılmıştır? Aslında Irak Anayasa’sı incelendiğinde, Irak Kürdistan Bölgesi için öngörülen model “federe devlet” ile bağımsızlığa yakın bir “egemen devlet” arasında bırakılmış gibidir.
Bu referandumun amacı bağımsız bir Kürt devletinin oluşması yolunda bugüne kadar Irak’ın yapılanma sürecinde oluşturulmak istenen bilinci somut bir irade olarak ortaya çıkarmaktır.
Yani Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Yeni Irak’ı oluşturan güçlerin bu referandumu engellemesi gerektiği açıktır. Referandumu engelleyebilecek güç ve iradeleri olanların bunu engellemeyip referandum yapıldığında bu sonuçların da bu güçler tarafından kullanılacağı açıktır.
Bütün bu hususlar aslında bölgemizde emperyal proje sahiplerinin öngörülerini ortaya koymaktadır. Peki ya biz ne öngördük ve ne yaptık? Ne yapmalıyız?
Türkiye için hayati sonuçlar doğurabilecek bu gelişmeleri milli menfaat, milli güvenlik ve milli birlik ekseninde değerlendirmeli ve öncelikle referandumun yapılmamasını sağlamalıyız.