Teröristbaşının açıklaması üzerine-2


Teröristbaşının açıklamasında “Varlığı zorla sona erdirilmemiş… PKK kendini feshetmelidir.” derken aslında terörle mücadele karşısında yenildiğinin üstünü örtme gayretidir.

Ülkemizde terörün sona ermesi, bütün Türk vatandaşlarının barış ve huzur içinde yaşaması, herkesin en doğal arzusu ve isteğidir.

Ancak “Terörsüz Türkiye” için canını kanını vermiş şehit ve gazilerimizin onurlu mücadelesi yerine teröristbaşından medet umarcasına böyle bir çağrıya umut beslemek de beyhudedir.

Zira yapılan açıklamaya ne kadar uyulacağı şüpheli olmakla beraber silah bırakmayı şarta bağladığı açık ve nettir. Kaldı ki PKK’nın bulalemunvari KCK-HDK-PYD-HPG-YPG….dönüştüğü hatırlardadır.

Teröristbaşının açıklamasındaki bir husus da PKK’nın aslında emperyalist güçlerin bölgedeki amaçlarına ulaşması için kullanıldığı bir taşeron örgüt olduğunun itirafıdır.

Açıklamada “1000 yıldır Türkler ve Kürtler hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için hep bir ittifak içinde kalmışlardır.” demiş sonra da “PKK’nın iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamlarında doğduğunu ve kapitalist modernitenin son 200 yıl bu ittifakı parçalamayı esas gaye edindiğini” ifade etmiştir.

Bu açıklama Batı’nın Şark Meselesi altında Osmanlının çöküş ve Cumhuriyet döneminde olan isyanlar ile PKK’nın, Türk milletinin ve kurduğu devletlerin yıkılması ve Sovyet liderliğindeki bir dünya devrimi için emperyalist devletler tarafından kullanıldığının, Kürtlerin Türk birliğinde olmasını parçalamak amacı taşıdığının da itirafıdır.

100 yıl önce milli mücadelede ve Cumhuriyetin kuruluşunda TBMM’ye telgraf çekerek “Türkiye’nin bir Kürdistan meselesi yoktur, Kürtlügün ayrı bir unsur olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsilini dogru bulmuyoruz, Türk’ün ve Kürt’ün kaderi aynıdır, Türk birliğinden ayrılmak isteyenleri Kürtler kendilerinden addetmez.” diyerek emperyalizmin tuzağına düşmeyenlere selam olsun.

Bu açıklamada PKK’nın “Teori, program, strateji ve taktik olarak anlam yoksunluğuna dolayısıyla ömrünü tamamlamış olduğu”nun ve “bağımsızlık, federasyon, idari özerklik” arayışlarının tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamadığının ifadesi PKK’nın ideolojik olarak çöktüğünün de itirafıdır.

Bu itiraf Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin dayandığı fikrin ve esaslarının ne kadar sağlam ve sarsılmaz olduğunu da göstermektedir. Cumhuriyeti kuran fikir, milli kimlik, milli devlet, milli kültür, milli egemenlik tarihsel toplumsal gerçektir. Bunlar öyle bir nurdur ki, onun karşısında olanlar erir, mahvolur.

Şüphesiz tarihsel sosyolojiye aykırı hedeflere varmasına, bu bölücü zihniyete engel olan, onları eriten, mahveden;

-Bu fikri ve değerleri savunan milliyetçiler, vatanseverler, cumhuriyetçilerdir.

-PKK’nın fitnesine rağmen Türk-Kürt çatışması tuzağına düşmeyen milletimizdir.

-Bu değerleri korumak uğruna can veren kan veren şehit ve gazilerimizdir.

PKK terör örgütü kardeşliğimize ve bütünlüğümüze vurulan emperyalist bir hançer olduğu ve örgütü de ideolojisi de tarihin karanlık dipnotlarında yerini alacağı açık ve nettir.

Teröristbaşı ve PKK içi boş bir palavra olan ideolojileri ve emperyalist bir maşa olarak insanları kandırmış ve milletimize büyük acılar çektirmiştir. Terör örgütünün Kürtlerin asla temsilcisi olmadığı ortaya çıkmıştır. Şüphesiz onlar da bunun hesabını sormalıdır.

İnsanlık ve çağdışı bir örgüt ve ideolojinin esirleri için tek gerçeklik bu zincirlerinden kurtulup kayıtsız şartsız devlete ve millete teslimiyetidir.

Ancak teröristbaşının açıklamasında ortaya konan örgütsel ve ideolojik iflas gerçeği karşısında silah bırakma ve fesih mevcut düşüncesinde var olan dönüşüm ve taktik ihtiyacıyla örtüşse de, “tamamen sonlanma” yönünde değildir. İleride deşifre ettiğim açıklamasında daha ziyade zorunlu yeni bir stratejik ve taktiksel bukalemunvari evrime işaret ettiği görülmektedir.

Yani itiraf, silah bırakma ve fesih, içerde ve Suriye’de ulaşılabileceğini düşündüğü bazı hedefler için taktiksel bir araç olarak kullanılmak istenmektedir. Teröristbaşı coğrafyamızda emperyalistlerin maşası olarak yeni hedeflere yelken açmaktadır.

Kayıtsız şartsız değil, müzakere, düzenleme, görev ve bir süreç şartı var…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir