“Bugün bizden istenen …. doğrudan doğruya başımızdır, devletimizdir. Ey cemaat, gözünüzü açınız, ibret alınız. Bizim senelerden beri kanımızı, iliğimizi kurutan dâhili meseleler yok mu? ….Kürdistan meselesi, bunların hepsi düşman parmağı ile çıkarılmış meselelerdir.” (Mehmet Akif Ersoy)
Dertleri Terörsüz Türkiye değil. PKK’nın silah bırakması değil.
Silah bırakma karşılığında sapkın ideolojik hedeflerini meşrulaştırmak istiyorlar. PKK’nın silah bırakması değil; milli kimliğimiz tartışılmaktadır, millî devlet yapısı tartışılmaktadır, Cumhuriyet tartışılmaktadır. Bizden istenen milletimizdir, devletimizdir.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, 6 Mart 2025’te Rûdaw TV’nin sorularına verdiği cevaplar:
Teröristbaşının yaptığı çağrının uluslararası etkisi hakkındaki soruya şöyle cevap vermiş:
“Kürt meselesi ile bağlantılı bu çağrının tüm dünya kamuoyunda, diplomasi dünyasında böyle ses getirmesi oldukça önemli bir başarıdır. Yani Kürt davası dünyanın dört bir yanında gündem oldu. Bu önemliydi. Bu bir başlangıçtır. Başka bir şey daha söyleyeyim, daha önce de diyalog süreçleri oldu, bunun gibi çağrılar da oldu ancak bu defaki kadar uluslararası arenada ses getirmedi.”
ÖZÜ: TERÖRSTBAŞININ AÇIKLAMASI PKK’NIN SİYASİ HEDEFLERİNİN YEDİ DÜVELDE GÜNDEME GELMESİNİ SAĞLADI.
PKK/KCK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi röportajda süreç hakkında “Devlet heyetleri uzun süredir gidip görüşüyorlar. Şimdi elimize bir anlaşma protokolü ulaşmış değil ama biz bazı noktalarda biz uzlaşı, kimin ne yapacağına dair ortak anlayış olduğunu biliyoruz.”, 2015’ten sonra bu diyalog kesilmişti. Ama biz değil, devlet kesmişti. Zaten bu son süreçte heyet İmralı’ya gittiğinde onlara “masa devrilmedi, bu onun devamıdır” demiş.
ÖZÜ: SÜREÇ BİRİNCİ ÇÖZÜM SÜRECİNİN DEVAMI. MÜZAKERENİN DEVAMI.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi “Kürt kamuoyunda bazı çevreler neden bu çağrıda Kürtlerin talepleri ve haklarından bahsedilmedi diye soruyorlar. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz.” sorusuna şöyle cevap vermiş:
“Hayır, hayır. Bahsedilmiş. O dil, eğitim ve toplumsal konuların tamamını ilgilendiren konularda Kürtlerin kendi örgütlenmelerini sağlamaları gerektiğini belirtiyor. Ayrıca Kürt kimliğinin anayasada resmen tanınması var. Bu adımların atılabilmesi için serbest siyaset ve örgütlenme hakkı önündeki engellerin kaldırılması ve hukuki zemininin hazırlanmasına vurgu var. Yani hukuki zemini oluşturulursa biz bu adımları atarız.”
ÖZÜ: DİL, EĞİTİM KONULARINDA KÜRTLERİN TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMELERİNİN ENGELLERİ KALDIRILSIN.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi “Hukuki zemin derken Türkiye anayasasında değişiklikler yapılması mı kastediliyor?” sorusuna verdiği cevapta şartları sıralıyor:
“Anayasa ve yasalarda. Bu çağrıdan sonra örgütümüz de çağrıyı desteklediğini açıkladı ve ateşkes ilan edildi. Şimdi top devletin sahasında. Bu zeminin oluşması için birincisi devletin bu konudaki tehdit, saldırı ve provokatif dilini giderek değiştirmesi gerekiyor. Barış dili kullanması gerekiyor. İkincisi tüm Kürtlere yönelik operasyonlarını durdurmaları gerkiyor. Sadece Kuzey’de, Rojava’da ve Güney’de değil, tümünü durdurmalı. Üçüncüsü tutuklular serbest bırakılmalı ve kayyım uygulamaları son bulmalı ve görevlerinin başına geri dönmelidirler. Ancak iki temel ve önemli husus var; her şeyden önce Meclis’te tüm partilerin içinde yer aldığı, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu bir komisyon kurulmalı, bu komisyon Meclis’te yasal zemini hazırlamalı. Bu mesele Meclis zemininde çözülmeli. İkincisi bizim için de önemli bir konu, (teröristbaşının) durumudur. (teröristbaşı)rahat hareket edebilmelidir, kendi örgütüyle, partisiyle, Kürt halkıyla, Türk halkıyla, akademisyenlerle, gazetecilerle, siyasetçilerle temas kurabilmelidir. Kendi sekretaryasını oluşturabilmelidir çünkü bu iş tek başına yürütülecek bir iş değil, ona göre arkadaşları yanında olmalı, geniş bir sekretaryası olmalı ki bu işi yürütebilsin.”
ÖZÜ: ANAYASA’DA VE YASALARDA DEĞİŞİKLİK YAPIN. TERÖR ÖRGÜTÜ DEMEYİN. MECLİSTE KOMİSYON KURUN. TERÖRİSTBAŞINA ÖZGÜRLÜK VERİN.
“Türkiye buna razı mı, sizce bunu kabul eder mi?” sorusuna “Bu konu hakkında konuşulmuş. Biz kabul ediyoruz denilmiş. Umarım pratikde de uygulanır.” demiş.
ÖZÜ: BUNLARI KABUL EDİYORUZ DENMİŞ. UYGULANSIN.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi “PKK kongresi ne zaman yapılacak?” sorusuna da şöyle cevap vermiş:
“Şimdi bu, Türk devletinin tutumuna bağlı. Öncelikle, mecListe komisyon kurulmalı, (teröristbaşı)özgürce hareket edebilmeli ve kurucusu olduğu partinin kongresine öncülük edebilmeli. Yani parti kendisini feshedecekse bu onun denetiminde olmalı ve buna bir formül bulunmalı. Ama en başta da Türk devletinin operasyonlarının durması gerekiyor. Şu anda gerilla güçleri ile Türk ordusu arasında sadece yüz veya iki yüz metre mesafe var ve hala çatışmalar var. Kongrenin güvenli bir ortamda yapılması lazım. Kongre bu ortamda yapılamaz. Güvenliğinin sağlanması lazım, savaş olmamalı.”
ÖZÜ: KONGRENİN YAPILMASI İÇİN TERÖRİSTBAŞI ÖZGÜR HAREKET ETSİN. TÜRKİYE OPERASYONLARI DURDURSUN. PKK KONGRESİNİN GÜVENLİĞİ SAĞLANSIN.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi, teröristbaşının attığı adımın amacını şöyle açıklıyor:
“Bu adımın amacı şu, şimdi halkımız bunu çok iyi bir şekilde anlamalı. Bu tek taraflı bir mesele değil, bu bir çözüm arayışıdır. Türkiye sınırları içerisinde Kürt meselesini çözmek istiyoruz. Bizim arayışımız bu sorunu Kürt halkının hakları temelinde çözmek. Kürtlerin de Ortadoğu coğrafyasında kendi topraklarında diğer milletler gibi, Araplar gibi, Farslar gibi, Türkler gibi, herkes gibi özgürce yaşayabilmelerini sağlamak. Kürdistan üzerindeki sınırlar kağıt üzerinde kalabilir. Kürtler arasındaki sınırlar da ortadan kalkmalı. O sınırlar da Avrupa Birliği’nin sınırları gibi dostluk sınırları olsun. Şimdi başlayan süreç uzun bir süreç ama bundan bir sonuç alınmasını ümit ediyoruz. Yaptığımız her çalışma, attığımız her adım, Kürt halkının ve Kürtlerin kendi ülkelerinde özgürce yaşama hakkı temelinde bu soruna bir çözüm bulunmasına yöneliktir.”
ÖZÜ: DÖRT PARÇALI KÜRDİSTAN’DA SINIRLAR KALKSIN. HER ADIM KENDİ ÜLKELERİNDE ÖZGÜRCE YAŞAMAK İÇİN.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi, terörstbaşının açıklamasında “bağımsız bir devletten, federalizmden veya kültürel haklardan bile bahsetmemiş” eleştirileriyle ilgili soruya da şöyle cevap vermiş:
“Herkesin gönlü rahat olsun. Geçmiş süreçlerde Türk devleti bize birçok kez çeşitli tekliflerde bulundu ama biz reddettik, çünkü Kürtlere faydasına olmayan hiçbir şeyi yapmayacağız. Ne (teröristbaşı), ne de bu hareket bunu yapmaz. Dediğim gibi, mesele Kürdistan’ın çözümüdür, Kürt sorununun çözümü meselesidir. Kürtler kendi topraklarında, kendi yönetimleri altında, özgür ve bağımsız bir şekilde yaşayabilmeleridir.”
ÖZÜ: KENDİ TOPRAKLARIMIZDA ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE KENDİMİZİ YÖNETMEK İSTİYORUZ.
KCK/PKK terör örgütü Yürütme Konseyi üyesi, açıklama “KCK’nin içindeki yer alan bir parti olan PYD’yi de kapsıyor mu. Bu çağrı onlar için de geçerli mi, yoksa sadece PKK için mi geçerli?” sorusuna şöyle cevap vermiş:
“Rojava’yı da etkileyecek, Güney’i etkileyecek, Doğu’yu etkileyecek. Bu saldırıların da durması lazım, Türkiye’nin Rojava’daki işgalinin son bulması lazım. Türk devleti oralardan çıkmalı. Suriye’deki Kürt halkının hakları, Irak’ta, Güney Kürdistan’da olduğu gibi, farklı değişiklikler olsa bile, garanti altına alınmalı. Suriye Kürtlerinin bir statüye sahip olması lazım.”
ÖZÜ: TÜRKİYE SURİYE’DE İŞGALCİ. ÇIKSIN. SURİYE’DE PKK/YPG/PYD’YE ÖZERKLİK, FEDERASYON VERİLSİN.
Evet, silah bırakma çağrısı üzerine 100 yıl önce tarihe karanlık dip notuna gömülmüş hayalleri böyle…
Bizim geleceğimize de yön verecek gerçeklerimiz de şöyle:
-Türkiye Cumhuriyeti devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli devlettir.
-Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir.
-Türkiye Cumhuriyeti devleti üniterdir.
-Resmi ve eğitim dili Türkçedir.
-Vatandaşlık bağıyla bağlanan herkes Türk kabul olunur.
-Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
-Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
-Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Türk Milleti’nin kültür ve devlet felsefesi, milli bütünleşme ve milli demokrasi ülküsüdür.
DEVLETİMİZDEN, MİLLETİMİZDEN, VATANIMIZDAN TAVİZ YOK!
“PKK ve tüm uzantıları derhal ve koşulsuz olarak silahları teslim etmelidir.”
Müzakere yok, şart yok…