Ermenistan’la Normalleşme Koşulsuz Olur Mu?


14 Ocak 2022’de Moskova’da Türkiye ve Ermenistan özel temsilcileri “müzakereleri tam normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme” hususunda mutabık kalmış.

Bilindiği gibi Türkiye Ermenistan’ın bağımsızlığını 1991 yılı sonunda tanımış, ancak Türkiye’nin ön şartları yerine getirilmediğinden diplomatik ilişki kurulmamıştı.

Şüphesiz gerek diplomatik gerekse diğer ilişkilerin normalleşmemesinin sebepleri vardır. Türkiye’nin ortaya koyduğu şartlar vardır.

Başbakan Demirel 24 Aralık 1991’de Ermenistan Devlet Başkanına yazdığı mektupta şunları ifade etti: “Ermenistan’ı tanırken,.. Ermenistan’ın TC ve diğer komşuları ile ilişkilerinde …toprak bütünlüğüne saygı ve sınırların değişmezliği ilkesine bağlı kalacağı… anlayışı içinde hareket etmiştir.”

Ermenistan, iki ülke arasındaki sınırı saptayan 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşmasının ve bu belgeyi teyit eden ve Ermenistan tarafından da imzalanmış olan 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması’nın yürürlükte olduğunu beyan etmekten hep kaçınmıştır.

Ayrıca 23 Ağustos 1990’da kabul edilen ve Anayasa tarafından esas kabul edilen “Bağımsızlık Bildirgesi”nin 11. md. şöyledir: “Ermenistan 1915 yılında Osmanlı Türkiye’sinde ve Batı Ermenistan’da vuku bulmuş olan Ermeni soykırımının uluslararasında tanınması görevini destekler”.

Öte yandan Ağrı Dağı’nın Ermenistan’ın resmî devlet arması olduğunun Ermenistan Anayasası’nın 13’üncü maddesinde tescil edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, Ermenistan’ı tanıdığına dair mektubunda yer alan “toprak bütünlüğüne saygı ve sınırların değişmezliği ilkesine bağlı kalmak” şartları gerçekleşmediği için, bu güne kadar, Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmamıştır.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de 1992’de AGİK/AGİT oturumunda diplomatik ilişkilerin kurulması için Moskova ve Kars antlaşmalarını onaylayarak Türkiye ile sınırlarını tanıması, Ermeni Soykırımını kabul ettirme çabasından ve taleplerinden vazgeçmesi gerekir demiştir.

Ermenistan’ın önce Dağlık Karabağ’ı sonra da Kelbecer’i ve bilahare çevresindeki yedi bölgeyi işgali üzerine Türkiye, 3 Nisan 1993 tarihinde Türkiye-Ermenistan sınırının kapatıldığını, demiryolu ve hava bağlantılarının kesildiğini, transit ticaretin de durdurulduğunu bildirdi. Daha sonra da Türkiye Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmek için ön şart olarak “Dağlık Karabağ üzerinde baskı uygulayıp mücadelesine son vermesini ve Azerbaycan’ın hâkimiyetini ve toprak bütünlüğünü kabul etmesini sağlamak.” koşulu eklendi.

Özetle Türkiye-Ermenistan arasında normalleşmenin engeli; Diplomasi bakımından Ermenistan’ın Türkiye’nin toprak bütünlüğü ile Moskova ve Kars Anlaşmalarını onaylamaması, Ermeni soykırım iddiaları ile Sınırın kapatılması bakımından Karabağ ile Azerbaycan toprağının işgalidir.

2 Nisan 2009’da da Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesi için mutabakata varıldığı haberleri üzerine “Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında mutabakat sağlanmadığı sürece Türkiye ile Ermenistan arasında nihai bir sözleşmenin imzalanmayacağı” ifade edildi.

13 Mayıs 2009’da da “Dağlık Karabağ’ın işgali sona ermeden, Ermenistan sınırının açılmasının söz konusu olmayacağı” ve 8 Aralık 2009’da “Türkiye-Ermenistan problemi tamamı ile Yukarı Karabağ sorunu ile ilgili.” belirtildi.

10 Ekim 2009’da da Türkiye-Ermenistan arasında iki protokol imzalanmıştı: DİPLOMATİK İLİŞKİLERİN KURULMASINA DAİR PROTOKOL ile İLİŞKİLERİN GELİŞTİRİLMESİNE DAİR PROTOKOL… Bu protokollerle ilgili TBMM’de 21 Ekim 2009’da görüşme yapılmış, ben de bu konudaki eleştirilerimi yapmıştım… Karabağ sorununun çözümü ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarından çıkması ve Türk topraklarına yönelik taleplerinden vazgeçmesi ve sözde soykırım iddialarını dış politikanın esası haline getirmekten kaçınmadan diplomatik ilişkilerin kurulmasının doğru olmadığı ifade edildi. Bilahare bu protokollerin onaylamasından vaz geçildi.

Azerbaycan Ermenistan işgali altındaki 7 bölgeyi işgalden, Türkiye’nin desteğiyle, Ermenistan’ı yenilgiye uğratarak zaferle kurtardı. Ancak 1 Aralık 1989’da Ermenistan’ın Karabağ’ı ilhak etmesi ve bilahare Hocalı katliamı ile başlayan Dağlık Karabağ sorunu devam etmektedir.

Bu durumda Türkiye-Ermenistan arasında 14 Ocak 2022’de görüşmeleri “normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme” mutabakatı bugüne kadar Türkiye’nin Ermenistan’la diplomatik ilişki kurmasına ve normalleşmesine yönelik tutumunu haleldar etmemelidir.

Müzakerelerin sonucunda Ermenistan’la normalleşmenin birbirini tamamlayan üç boyutu olmalıdır:

  • Ermenistan’ın Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sorgulayan tutum ve iddialarının sona ermesi
  • 1915 olaylarının “soykırım” olduğu karalama kampanyasının sonlanması
  • Dağlık Karabağ sorununun Azerbaycan’ın duruşuna uygun bir çözüm.

Müzakerelerin hedefi bunlar olmalıdır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir