ABD Başkanı Trump’ın ahlaki ve hukuki olmayan Gazze Planına karşı haklı tepkiler devam ediyor.
Trump’ın bu fikrini duyanların birçoğu hemen “Acaba bu adam deli mi?” diye düşündü. Belki de mesele budur.
Deli adam teorisinin temelleri en azından 1517’ye dayanır; o tarihte siyasi filozof Machiavelli, belirli koşullar altında “deliliği simüle etmenin çok akıllıca bir şey olduğunu” savunmuştur. Machiavelli, bir liderin gücünü koruması için her türlü aracı kullanması gerektiğini savunur. Bu, bazen acımasız, öngörülemez veya “deli” gibi görünmeyi de içerir.
Teori, öngörülemez olma ve hedeflerine ulaşmak için aşırı yollara, hatta mantıksız yollara başvurmaya istekli olma imajı yaratma etrafında döner. Rakibi rahatsız etme ve sindirme amacıyla bu deli kişiliği yansıtma öncülüne dayanır, böylece daha geleneksel bir müzakere yaklaşımıyla olacağından daha uygun şartlarda taviz verme veya müzakere etme olasılığı artar.
ABD Başkanı Richard Nixon 1968’de Kuzey Vietnam’ı teslim olmaya zorlamanın yollarını tartışırken, “Ben buna Deli Adam Teorisi diyorum.” demişti. “Kuzey Vietnamlıların, savaşı durdurmak için her şeyi yapabileceğim noktaya geldiğime inanmalarını istiyorum.” Nixon, danışmanlarının Kuzey Vietnamlılara “öfkelendiğinde onu engelleyemeyeceğimizi ve elinin nükleer düğmede olduğunu” “anlatabileceklerini” öne sürdü. Nixon ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger tam da bunu yapmaya çalıştılar.
ABD Başkanı Trump da, 2016’da ilk kez başkanlık için aday olduğundan beri kendini öngörülemez bir lider olarak konumlandırdı ve böyle yapmanın ABD dış politikasını güçlendireceğini savundu. Trump, ilk kampanyası sırasında “Bir ulus olarak daha öngörülemez olmalıyız” dedi. 2018’deki bir akşam yemeğinde, Kuzey Kore ile müzakereleri görüşürken kendisini “deli” olarak adlandırdı; ancak kısmen şaka yollu söyledi. 2024 kampanyası sırasında Çin’in Tayvan’ı ablukaya almasına nasıl tepki vereceği sorulduğunda Trump, “Bunu yapmama gerek kalmayacak, çünkü [Şi Jinping] bana saygı duyuyor ve deli olduğumu biliyor” diye yanıtladı.
Siyasi analistler, Donald Trump’ın dört yıllık başkanlığına tanıklık etmiş olsalar da, Trump’ın ikinci döneminde çoğu ülkeye nasıl yaklaşmayı planladığı konusunda çok az kesinliğe sahipler. Öngörülemezlikleriyle ünlenen liderler -ya da sonuçları ne olursa olsun neredeyse her şeyi yapabilecekleri algısını teşvik edenler- genellikle güvenilir garantiler vermekte zorlanırlar.
ABD Başkanı Trump’ın Gazze Planı’nı “Deli Adam Teorisi” çerçevesinde ele almak mı gerekir?
Gazze Planı bir yandan Suudi Arabistan-İsrail anlaşmasını diğer yandan da İsrail-Hamas ateşkesinin ikinci aşamasını riske sokar. Arap ülkeleri için, Filistinlilerin Gazze’den çıkarılmasına ve Gazze Şeridi’nin Amerikan “uzun vadeli” mülkiyetine devredilmesine yardımcı olmak ihanet etmek olur.
Trump’ın planı, her zamanki gibi, başkalarının onu caydırabileceği ve sonra da bunu yaptığı için itibar kazanabileceği bir açılış pozisyonu da olabilir.
Madman teorisi çerçevesinde değerlendirildiğinde, bu önerilerin hayata geçirilmesi uluslararası hukuka ve mevcut jeopolitik dengelere aykırı olduğu için pratikte uygulanabilirliği düşük olan bu planın asıl amacının uygulanmaktan çok, belirli hedeflere ulaşmak için bir baskı unsuru olarak kullanılması da muhtemeldir.
Bu tür aşırı planların dile getirilmesi, Filistin tarafını ve destekçilerini psikolojik olarak baskı altına almak için kullanılabilir. Böylece daha “ılımlı” ama yine de Filistinlilere zarar veren planlar kabul edilebilir hale getirilebilir.
Trump, özellikle Körfez ülkeleriyle yeni anlaşmalar yapmayı ve Filistin meselesini İsrail lehine çözmeye zorlamayı hedefliyor olabilir. Aşırı bir plan öne sürerek, daha sonra “daha makul” görünen ama yine de İsrail’in çıkarlarını önceleyen bir ara çözüm sunabilir.
Trump, İsrail lobisinin desteğini almak ve ABD’deki muhafazakâr seçmenleri konsolide etmek için aşırı radikal söylemler kullanıyor olabilir. Bu plan, İsrail yanlısı kesimlere bir güvence vermek amacıyla öne sürülmüş olabilir.
Arap ülkelerinin özellikle zengin Körfez ülkelerinin bu bölgenin gelişmesi ve huzur ve refahın sağlanması yönünde adım atmalarını sağlamak istenmiş olabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın Gazze Planı, bir müzakere taktiği ve güç gösterisi niteliğinde olabilir.
Yine de, tam olarak neyi kastettiğini veya ne yapacağını kim söyleyebilir?
Belki de bundan sonra ki süreçte ABD Başkanı Trump’ın dış politikası hakkında Madman(Deli Adam) Teorisi üzerinden sorgulamak ve akıl yürütmek gerekir.